Ana içeriğe atla

umut sağlam

viyolonsel
umut sağlam

2022 yılı aydın gün teşvik ödülü sahibini buldu ve yine çok doğru ve fazlasıyla hak eden bir sahibi oldu bu sene de... başarılarıyla adından sürekli söz ettiren genç viyolonsel sanatçımız umut sağlam layık görüldü bu yıl aydın gün teşvik ödülüne... istanbul müzik festivalinin açılış töreninde kendisine sunulacak ödülü...

bugün istanbul devlet opera ve balesi olarak tanıdığımız, ilk adı ile istanbul şehir operasının ve eğer yanlış bilmiyorsam, aynı zamanda ankara operasının da kurucusu olan ve opera dendiğinde akla ilk gelen isim olan aydın gün adına, yine kurucularından biri olduğu istanbul kültür sanat vakfı tarafından 2012 yılından beri, her yıl genç sanatçılardan birine veriliyor bu teşvik ödülü... geçen sene, daha doğrusu 2021 yılında gülin ataklı layık görülmüştü bu ödüle...

başarılı çalışmalarını uzunca bir süredir takip ettiğim genç viyolonselcimiz umut sağlam hakkında daha önce kısa da olsa bir paylaşım yapmıştım gaetano zinetti yarışmasında birinciliğe layık görüldüğünde... okursanız sevinirim ancak o paylaşımı ben umut sağlam gibi sağlam bir genç sanatçımız için yeterli bulmuyordum ve nihayet ayrı bir paylaşım yapabiliyorum... aydın gün teşvik ödülü beni de teşvik etti...

güher ve süher pekinel kardeşlerin dünya sahnelerinde genç müzisyenler projesinin burslu yeteneklerinden biri olan umut sağlam'ın en taze, üzerinde dumanı tütmeye devam eden performansı ile başarılarına ara vereyim... şef can okan yönetimindeki izmir devlet senfoni orkestrasının ismet inönü'yü anma haftası kapsamında vermiş olduğu konserde seslendirdiği haydn re majör viyolonsel konçertosu...

en tepede paylaştığım viyolonsele bir kez daha bakın, inceleyin derim... güher ve süher pekinel'lerin destekleri ile isviçre’de bulunan maggini vakfı tarafından kendisine tahsis edilen, 1810 yılı nicolas lupot yapımı bu cefakar viyolonselinden geçen sene ayrıldı ve vakfa teslim etti... 213 yaşında ve kim bilir kimlere yoldaşlık etti... bende enstrümanlara karşı bir duygusallık var valla:)... öyle her eşyaya yok bereket...

tamamı bu viyolonsel ile olmayabilir ama viyolonseli ile elde ettiği başarılar oldukça fazla... bence en önemlilerinden biri 2017 yılında iş sanat parlayan yıldızlar konser serisi'nde sahne almış olması ve sezon birincisi olup, meriç soylu ödülüne layık görülmüş olması... ünlü piyanist ve şef daniel barenboim’in daveti ile 2018 yılından itibaren doğu - batı divan orkestrası’nın turnelerinde yer almış olması da çok önemli... ben yarışmalardan çok bu tip başarıları önemsiyorum çünkü kısa süreli bir performans değerlendiriliyor yarışmalarda... bu tip başarılar ise, sanatçının enstrümanını eline aldığı ilk günden bugüne kadarki emeklerini değerlendiriyor... iş sanat parlayan yıldızlar konserlerine yada divan orkestrasına davet alabilmek de uzun soluklu yarışmalar aslında... 2019 yılında da paris louis vuitton vakfı tarafından gerçekleştirilen özel çello sınıfı classe d'excellence de violoncelle programına seçilen altı viyolonselciden biri olmayı da başardı mesela umut sağlam...

tabii yarışma dereceleri de bol bol var... bulgaristanda düzenlenen alman ve avusturya müziği yarışması’nda ikincilik, italya genç virtüözler yarışması’nda birincilik, istanbul devlet senfoni orkestrası’nın düzenlediği uluslararası genç yetenekler yarışmasında birincilik, yukarıda da paylaşımını verdiğim gaetano zinetti yarışmasında birincilik, fransa tremplin uluslararası viyolonsel yarışması’nda birincilik ödülleri de bulunuyor umut sağlam'ın... ve belki de bilmediğim, ulaşamadığım başka dereceleri de vardır... harika bir yarışma performansını paylaşayım hemen... 2022 yılı queen elisabeth competition'dan... eserler; andré jolivet nocturne... eugène ysaÿe viyolonsel sonatı ve luigi boccherini do minör sonat...

hacettepe üniversitesi devlet konservatuvarı’nda tufan tahir tolga ile viyolonsel eğitimine başlayan umut sağlam; daha sonra mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi konservatuvarı’nda dilbağ tokay'ın öğrencisi oldu iki yıl süre ile... 2016 yılında da barenboim-said Akademi tarafından burslu olarak kabul edildi... 2020 yılında frans helmerson’un sınıfından mezun oldu... şu anda hochschule für musik hanns eisler berlin’de claudio bohorquez ile master çalışmalarına devam ediyor... eğitimine paralel olarak; daniel barenboim, andras schiff, steven isserlis, gary hoffman, daniel müller-schott, peter bruns, maria kliegel, jens peter maintz, steven isserlis, frans helmerson ve alexander rudin gibi çok önemli isimlerle çalışmalar yaptı ve sahneye çıktı...

2022 yılında borusan kocabıyık vakfı müzik bursu’na layık görülen umut sağlam, konzerthaus berlin filarmoni orkestrası’nın seçmelerini de kazandı ve 2021-23 konser sezonları için kurt-sanderling akademisi’nin de üyesi oldu... bunun yanında; bugüne kadar kaydı yapılmamış veya çok az yapılmış türk eserlerinin referans kayıtlarını yapmayı amaçlayan quartet parantez'in de üyesi umut sağlam... şimdilik detaylı bilgim yok bu yaylı dörtlüsü hakkında çünkü maalesef pandemi nedeniyle henüz yola koyulmuş değiller... yada benim bilgim yok diyeyim ne olur ne olmaz... kerem tunçer ve orkun pala isimlerini hatırlıyorum ama umut sağlam haricindeki diğer ismi maalesef bilmiyorum... 2019 yılında bodrum müzik festivalinde sahne aldılar ama sonrasında pandemi hepimizi evlere tıktı... araştırmacı blogçu olarak, buldum dördüncü ismi de... barok bostancı... umut sağlam'ın barenboim-said akademiden mezun olurken verdiği konserde kendisine eşlik etmişlerdi piyanist can çakmur ile... bence çok önemli bir misyon üstlenmiş olan quartet parantez, pandemi sonrasında yoluna devam etti mi? bilmiyorum...

mümkün olduğunca ailelerden bahsetmemeyi, ille de bahsedeceksem, kısaca yazıp geçmeyi tercih eden biriyim ama annesi ahu sağlam'dan bahsetmeden edemeyeceğim... bir döneme damga vurmuş, muhteşem bir sestir ahu sağlam... hüznün kolları, sarı gelin ve özellikle gitme'dir benim için... bir çok kişi için ise gülümcan'dır daha çok... kasetini arkadaşımın arabasında ilk dinlediğimde verdiğim tepki sonucunda "al senin olsun kaset, ben dönerken kendime yine alırım" dedirten bir albümdür... bu arada; kasetin ne olduğunu anlatamayacağım yine, gençler araştırıp öğrensinler... tabii ki ahu sağlam'ı da mutlaka dinlesinler... kendisinin umut sağlam'a katkısı tabii ki çok büyük olmuştur ama çok da bahsedilince "aaa zaten annesi de sanatçıymış bak, tabii ki başarılı olur vs vs" ye kadar gidiyor iş:)... timur selçuk sendromu diyorum ben buna:)... timur selçuk gibi bir isim, onlarca yıl boyunca münir nurettin'in oğlu diye anıldı maalesef... öyle olmuyor işte, o kadar kolay değil bu işler...

çok başarılı, adından sürekli bahsettiren ve gelecekte daha çok bahsettirecek olan, önemli bir sanatçımız umut sağlam... yukarıda da ifade ettiğim gibi, öyle kolay değil bu işler... öğreniminin master aşamasına gelmiş, hatta tahminimce tamamlamak üzere olan umut sağlam ve bu blogta bahsettiğim genç sanatçılarımızın neredeyse tamamı, bu çok uzun yolu kat ettikten sonra kendi yollarına açılıyorlar ve işin gerçeği henüz gerçek "kendilerini" tam olarak da tanıyamıyoruz... umut sağlam için ortada olan, şimdilik tek emin olduğum konu; çizginin çok üstünde bir çellist olduğu... bakalım tam olarak kendi yoluna çıktığında, karşımıza hangi çalışmalarla çıkacak...

saygun - violoncello alone

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

gelem gelem (djelem djelem)...

çingene bayrağı "öldüğüm zaman beni ayakta gömün çünkü bütün ömrüm dizlerimin üstünde geçti" "gyelem, gyelem", "jelem, jelem", "dzelem, dzelem", "dželem, dželem", "delem, delem", "djelem, djelem", "celem, celem"... ve daha bir çok benzeri türevi var bu "gelem, gelem" in... farklı çingene (roman) diyalektlerinde birbirine benzeyen ama farklı yazılan bir çok örneğine rastladım... aşağıdaki fotoğrafta bile, bir yanda dzelem yazarken, hemen yanında verilen sözlerde djelem yazılmış... en yaygın olarak kullanılan ise "gelem" olduğu için, ben de o şekilde yazıyorum... çingeneler, çingene kültürü, müziği ve çingene katliamı hakkındaki aşağıdaki yazıları da okuyabilirsiniz   çingeneler   çingene müziği   tüm dünyadaki çingene halklarının ortak marşı oluyor gelem, gelem... insanın içini titreten çok önemli bir çingene şarkısı... zarko jovanovic e ait... çingeneler arasında çok sevildiği içi

çocuğa gitar nasıl alınır?

başlığı atmam çok uzun sürdü!... "çocuğa gitar nasıl alınır" tuhaf geldi... "gitar çocuğa nasıl alınır" daha tuhaf... "nasıl çocuğa gitar alınır" ilginç oldu... "çocuğa nasıl gitar alınır" daha değişik oldu... her neyse işte, yazının bütün bu değişik sorulara yanıt vermesine çalışayım da olsun bitsin... aslında çok zor bir konu hakkında yazacağım çünkü bu sayfaya "çocuğuna gitar almayı düşünen ama bunu nasıl yapması gerektiğini bilmeyen, işin içinden çıkamayan kişiler" arama motorları tarafından zorla getiriliyorlar ama bu sayfada öyle bir konu yoktu... artık olmak üzere... gelen kardeşlerimiz elleri boş dönmesinler diye düşündüm ve bildiğim kadarıyla yazayım dedim... "çocuğa gitar nasıl alınır" ve "gitar çocuğa nasıl alınır" sorularının yanıtı basit ve hemen geçeceğim; cebe bir miktar para konulur ve müzik aletleri satan yerlerden birine gidilip, satın alınır... bunu geçiyorum... "nasıl çocuğa gitar a

gnossienne

source: martha graham center of contemporary dance www.marthagraham.org Photograph by Soichi Sunami gnossienne denince akla önce yaratıcısı erik satie geliyor doğal olarak ama onun dışında akla hayale gelebilecek her şey de geliyor ruh durumuna göre... özellikle o büyük üne sahip olan gnossienne no 1 dinlerken ben parçayı her seferinde başka başka hissediyorum... bu eserin aslında hiç bir şekilde eğlenceli, neşeli vb filan olması mümkün değil gibi çünkü doğaya aykırı ama bana komik ve neşeli geldiği bile oldu!... yorumu dinleyenin ruh durumuna  bırakabilen bir eser... önce şu yukarıdaki fotodan bahsedeyim, koreografisi amerikalı efsane kadın dansçı martha graham a ait 1926 nisanında prömiyeri yapılan dans gösterisinden... fotoğraf 1927 yılına ait ve gnossienne dans performansından bir enstantane... martha graham, 1991 yılında 97 yaşında öldü... amerikanın en eski dans kumpanyasının kurucusu ve ölene kadar da koreografilerini sürdürmüş... gnossienne ise martha grahamın ilk ba

mohsen namjoo

az önce tanıştım mohsen namjoo ile ve yine ilk dinlediğim parçasında, hatta daha parça başlar başlamaz "budur" dediklerimden oldu... şu anda henüz 2. parçadayım ve dinlediğim ilk parça ile ikinci parça arasında zerre kadar alaka yok! sevdim bu adamı:)... zannedersem zaman zaman olduğu gibi "çok engin bir derya" ile karşılaştık yine ve zaten ben de bu bloğu boşuna yazmıyorum, öğreneceğiz bakalım ne kadar enginmiş mohsen namjoo ... karşılaştığım ilk bilgiyi -saçma da olsa- hemen vereyim; ülkemizde muhsin namcu diyenler de var!... hatta uzun uzun tartışmalar bile yapılmış bu konuda!... biri diyor sen hatalısın, öbürü diyor; hayır sen yanlışsın... her konuda olduğu gibi, bu konuda bile ciddi bir ayrışma söz konusu... klasik ülkemiz insanı durumu... tamam, gerçek adı doğal olarak farsça ve yazılışı farklı çünkü mohsen namjoo iranlı bir sanatçı... bu konuda bile tartışmaya ne gerek var anlamış değilim... çok mu zor? bakarsın adamın sayfasına, o neyi kabul etmişse, s

çocuklar müziğe hangi enstrümanla başlamalı?

piyano neden bu paylaşımı yapıyorum? önce onu yazayım... neden olacak, çok soru geliyor... çocuk ve genç sanatçılarımızı paylaştığım için sık sık, doğal olarak bana soran aile çok oluyor bu konuyu ve bazı başka konuları... en çok sorulan sorulardan biri de şu: "bizim çocuk müziğe çok meraklı, hangi enstrümanla başlasın? hangi kursa gönderelim?" kabaca bu soru çok geliyor... tabii devamı da var... bir kaç soruyu da ayrı bir paylaşımla yazarım... daha önce çocuğa gitar nasıl alınır? gibi bir paylaşım yapmıştım, onu okuyan, bu piyano işini de soruyor haliyle... bir çok özel kurs var... enstrüman satan mağazalar var... müzik öğretmenleri vs var ama galiba anladığım kadarıyla aileler verilecek cevabın tarafsız olmasına özen gösteriyorlar... yani doğal olarak işin içinde ticari, parasal, ekonomik vs vs konular olunca, galiba tatmin edici olmuyor... mesela piyano kursu veren bir yere sorduklarında aldıkları cevabın "piyano" olması onları tatmin etmeyebiliyor... beni de e

gordion oda orkestrası

gordion oda orkestrası geçtiğimiz haziran ayında yeni bir orkestramız daha dünyaya geldi.. gordion oda orkestrası .. son yıllarda bu konuda çok güzel kıpırdanmalar var ve yeni orkestralar, korolar, projeler, etkinlikler dikkat çekmeye başladı.. bu yeni ve genç oluşumların bir kısmı maalesef çinliler yarasa çorbası içtikleri için çeşitli şansızlıklara denk geldiler ama ben kaldıkları yerden yollarına devam edeceklerinden eminim... orkestranın en önemli hedefi; genç sanatçılara mesleklerini icra edebilme şansı vermek... sadece orkestracılık anlamında değil, solistlik anlamında da kendilerini gösterebilme yolunu onlara açmak... tabii ki bunu yaparken benim gibileri de barok konserlerle buluşturacaklar... buluşacağız gordion oda orkestrasıyla ancak birlikteliğimizin devamı için sürdürülebilirliğin sağlanması da şart... oldukça fazla sayıda genç sanatçımız gordion bünyesinde bir araya geldiler ve büyük bir heyecanla çalışmalarını sürdürüyorlar.. günümüz şartlarında, mutlaka sponsorlarının o

can özhan ve öğrencileri

can özhan yazıya nasıl başlayacağımı bilemedim... kaç aydır duruyor bu paylaşım taslak olarak ama elbisesini giydirip, paylaşmam lazım... ben normal koşullarda can özhan gibi ünlü ustaları değil de, ünlü birer usta olacak genç sanatçılarımızı yazıyorum... can özhan da genç sanatçı ve 32 yaşında bu aralar ama bloğun konseptinin çok dışında bir sanatçı artık... çok başarılı ve benim hiperaktif sanatçı olarak tanımladığım sanatçılarımızdan can özhan da.. konserler, projeler, ustalık sınıfları, orkestra kurmalar vb bir çok farklı aktivite devam ederken, bir çok da genç kemancı yetiştirdi ve yetiştirmeye devam ediyor... hepsi de çok başarılılar ve aslında her biri ayrı ayrı paylaşımları fazlasıyla hak ediyorlar ama ben bu tip paylaşımlar yapmayı tercih ediyorum.. yani ortada bir proje, orkestra, destek programı vs gibi bir ortak çalışma içinde yer alan genç sanatçılarımızı paylaşma gibi... bu paylaşımın konusu ise; en az sanatçılığı kadar başarılı olduğu öğretmenliği can özhan'ın... v

org

benim hastalık boyutunda bir takıntım vardır bu org konusunda, bir kaç paylaşımımda bahsetmiştim daha önce... ülkemizde "org" olarak adlandırılan çok geniş bir müzik aleti grubu olması ve farklı adlandırılmalara gidilmeden, tamamına org adı verilmesidir bu takıntı... aslında bu takıntımda pek de haklı değilim, biliyorum ama üzerinde tuşları olan, birbiriyle alakasız her türlü cihaza tek bir isim verilip, org denmesini de hep yadırgamışımdır...  keyboardlar & piyanolar  başlıklı eski paylaşıma göz gezdirirseniz anlarsınız bu takıntımı... bu gereksiz takıntımda pek de haklı değilim dememin sebebi ise şu; aslında benim "org" denilip geçilmesini yadırgadığım cihazlar da "org" denen şeyin geliştirilmiş, elektronikleştirilmiş, dijitalleştirilmiş halleri... üstelik türkçe karşılıkları da yok ve tamamına org deyip geçmek de yanlış sayılmaz... benim takıntılı biçimde "gerçek org" dediğim ve hayranı olduğum şey aşağıdaki muhteşem varlık oluyor...

ilham perileri

ilham perileri (müzler) biraz sakat bir konuya dalasım geldi, bakalım işin içinden çıkabilecekmiyim... şu anda çok az bilgim var şu ünlü ilham perileri hakkında... şöyle bir olası kaynaklara da göz gezdireyim dedim, gözüm de korktu ama yıllardır hep ilgimi çeker bu ilham perileri... müzler de deniyor, musalar da... ingilizce muses... hemen her dilde yunanca orijinaline sadık kalınmış... Μοῦσαι (moũsai) ise orijinali oluyor... yunanca tabii... müz kelimesinin kökeni de "men" miş... bana pek bi alakasız geldi ama öyleymiş sonuçta... men kelimesi ise çok fazla ciddi anlamlar taşıyor: akıl, düşünce ve yaratıcılık!... umarım ingilizce insanoğlu denen "men" buradan gelmiyordur ama sanki öyle... bu kadarla da kalmıyor, bu 3 ana kavramın altını dolduran konular çok önemli; bilim, edebiyat ve sanat... konu ağır anlayacağınız... men kelimesinden köken aldığı söylenen müzler ise sanat, bilim ve edebiyat alanında eserler veren insanlara ilham getirmekle görevli periler.

concertgebouworkest'te üç bilkentli

meriç nisan soytutan (viyola), arcan isenkul (viyola), kerem erşahin (fagot) bilkent üniversitesi müzik hazırlık lisesi 11. sınıfta öğrenimlerine devam eden meriç nisan soytutan (viyola), arcan isenkul (viyola) ve kerem erşahin (fagot); c oncertgebouworkest young orkestrası tarafından davet edildiler... daha doğrusu; farklı ülkelerden toplam 73 seçilmiş öğrenci arasına girmeyi başardılar... 4-21 ağustos 2022 tarihleri arasında hollanda'da hem eğitim alacaklar hem de önemli solistlerle konser verecekler... concertgebouworkest ; 130 yılı aşkın bir süredir ara vermeden sesini duyuran, dünyanın en iyi orkestralarından biri olarak kabul ediliyor... concertgebouworkest young ise; adı üstünde, bu orkestranın uluslararası gençlik orkestrası oluyor... üç başarılı genç sanatçımız, bu orkestranın etkinliğine katılacaklar... concertgebouworkest young, avrupa ülkelerinde öğrenim gören 14-17 yaş grubundaki genç sanatçılara önemli bir tecrübe kazandırmayı ve eşitlik ilkesi içinde fırsat yar