dünya sahnelerinde genç müzisyenler

"çıkmıyor arkadaş bizden üstün yetenek filan!" diye dertlenip dururken, ne olduysa artık bilemiyorum, son yıllarda bizim gençler ve çocuklar ardı ardına adlarını duyurmaya başladılar... şimdi de ben yetişemez oldum!... derdim değişti bir anda anlayacağınız... bu sefer de burada bahsedemediğim yetenekli bir çocuk kalmasın istiyorum ama o kadar çoklar ki! :)... onların dert etmeyeceklerinden eminim ama benim içim el vermiyor... fırsat buldukça yazıyorum artık sırayla gecikmeli de olsa...

"istediğin kadar ben milliyetçi değilim, sanatın milliyeti yoktur, sanat evrenseldir, tüm dünya çocukları ve sanat hepimizindir vs vs vs..." de!... öyle olmuyor işte... üstün yetenekli bir çocuk müzisyenimiz çıkıp da, ülkemize derecelerle döndüğünde apayrı bir mutluluk oluyor... çıkmadığı dönemlerde de sinirden deliriyordum, onu da belirteyim...

tabii ki önemli olan; dereceler almak değil sadece... her hangi bir gencin müzikle ilgilenmesi bile yeterli benim için... tabii bu konuda eğitim alıyor olması, önemli konserlerde sahne alması, ustalık sınıflarına ve dünyadaki önemli okullara kabul edilmesi vs vs vs... bunların her biri büyük başarılar, sadece ödül almak değil kesinlikle... ama yarışmalardan ödüllerle derecelerle dönmek de önemli ve o sayede daha kolay haberdar oluyoruz gençlerden...

eskiye oranla çok daha fazla yetenekli çocuğa ulaşılabiliyor ve oldukça iyi bir eğitimden geçirilerek dünyaya adlarını duyurmaları sağlanabiliyor artık... bu çok sevindirici... benim bulabildiğim bir kaç sebebi var bu çok olumlu gelişmenin... öncelikle şu çok önemli: internet ve sosyal medya kullanımı hem çocuklar için hem de aileler için dışa açılan önemli bir kapı oldu... dünyada neler oluyor, neler bitiyor takibi çok kolay artık... fransız bir keman dehası çocuk youtube dan izlenince milyon kez, bizim çocuklarımız ve aileleri de anladılar kıymetini sosyal paylaşımın ve internetin... daha da önemlisi, ailelerin bilinç düzeyi arttı... çok daha önemlisi, üniversiteler ve konservatuvarlar çok iyi öğretmenlere sahipler... eskiden çok kızardım konservatuvarların bakış açılarına çünkü üstün yetenekli çocuklara gereken önemi vermezlerdi... meğer ben buradan kızarken, onlar yol kat etmeye çoktan başlamışlar ama ben ne bileyim...

bu kısmı ayrı yazayım istedim, belki de hepsinden daha da önemlisi şu: kişi ve kurumlar artık yetenekli çocuklara eskiye oranla çok daha fazla önem veriyorlar!... bence en önemli eksiğimiz bu idi ülke olarak, artık bu eksikliğimiz de çeşitli oluşumlar ve organizasyonlarca önemli ölçüde kapatılmaya çalışılıyor ancak henüz yeterli de değil... atılan bu adımlar içerisinde iş sanatın "parlayan yıldızlar" konserleri önemli mesela... bunun yanında, "istanbul müzik festivali genç solistini arıyor" etkinliği de 4. yada 5. yaşını kutluyor bildiğim kadarıyla... tabii "doğuş çocuk senfoni orkestrası" ve varsa eğer diğer benzeri benim haberdar olmadığım orkestralar da oldukça önemli bu konuda...

en büyük sıkıntımız ise sponsorluk!... bu çocuklar ve gençlerin bekledikleri belki de tek şey ellerinden tutulması... benim yaptığım gibi, seslerini duyurmak yada tanıtmak önemli değil o kadar... önemli olan belki de tek şey, iyi bir enstrümanlarının olması ve etkinliklere katılabilmeleri...

dünya sahnelerinde genç müzisyenler

dünya sahnelerinde genç müzisyenler

dünya sahnelerinde genç müzisyenler projesine tam olarak benim anladığım anlamda sponsorluk diyemeyeceğim ama ülkemiz açısından çok ama çok önemli bir proje... bir zamanların harika çocukları olan güher ve süher pekinel kardeşlerin, günümüz çocuklarına katkı sağladıkları bir proje... 

şu anda sayfalarında görünen burslu öğrenciler için tıklayınız...

pekinel kardeşlerin yaptıkları katkı özetle şöyle; konservatuvarlarda okumakta olan öğrencileri gözlemleyip, inceliyorlar ve seçmeler sonucunda başarılı buldukları öğrencilerin dünyadaki en iyi müzik okullarında eğitim almalarını ve türkiyeyi önemli yarışmalarda temsil etmelerini sağlıyorlar... çok önemli bir açığı kapatıp, çok da önemli bir eksikliği gideriyorlar...

ülkemizde hasan ali yücel tarafından çıkarılan ve teorik olarak 1948-1998 yılları arasında bazı çocukların yurt dışında eğitim almalarını sağlayan harika çocuk yasasının benzerini pekinel kardeşler kendi imkanları ve bulabildikleri imkanlar çerçevesinde kendileri yeniden hayata geçirmiş oluyorlar... kendi imkanları çerçevesinde deyince, aklınıza sınırlı imkanlar gelmesin!... büyük ihtimalle kendi destekleri harika çocuk sayısı, devletin koskoca 50 yılda desteklediği çocuk sayısından daha fazladır ve bu sadece 5-6 yılda gerçekleşmiştir!... bunun altını kalınca çizmek lazım!...

tabii dünya sahnelerinde genç müzisyenler projesi dediğimizde, maddi kaynak gündeme geliyor!... bu büyük projenin arkasında kim var?... tüpraş var...

projemizin çıkış noktasını türkiye’nin uluslararası platformlardaki varlığını sürdürmek ve güçlendirmek, genç yeteneklerimizin bizi dünyada temsil etmesini sağlamak oluşturuyordu. projemizin meyvelerini toplamaya başladığımız ve daha çok desteğe ihtiyaç duyduğumuz beşinci yılımızda yönetim kurulu başkanı ömer m. koç’un önderliğinde tüpraş’la buluşmamız ve projemizin tüpraş tarafından sahiplenilmesi baş koyduğumuz yolumuzda emin adımlarla ilerlememizi sağlıyor. güher & süher pekinel

başarılı ve üstün yetenekli gençlerimiz için oldukça önemli bir fırsat bu proje... çünkü burada da bir çok genç yeteneğimizi tanıtırken defalarca bahsettim, bu gençlerin enstrüman sorunu var!... kiminin arpı yok, kiminin kemanı, flütü... bu o kadar zor bir durum ki onlar için!... düşünsenize; üstün yeteneklisiniz! dünya sahnelerinde ayakta alkışlanıyorsunuz! bir gidişte 2 birinciliği alıp getiriyorsunuz! ama enstrümanınız yok!

bir etkinliğe katılacaksınız ama maddi olarak mümkün değil!... ve benim en çok da içimi kıyan konu şu: yahu bu pırıl pırıl gençleri biz ülke olarak bu durumlara neden sokuyoruz!...



burslu öğrencilerin konser kayıtlarına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz...

Young Musicians on World Stages

tevitöl güher & süher pekinel müzik bölümü


tevitöl güher & süher pekinel müzik bölümü

güher ve süher pekinel kardeşlerin yetenekli gençlere desteği bu kadar mı? tabii ki değil... türk eğitim vakfı inanç türkeş özel lisesi bünyesinde oldukça iyi bir müzik bölümünün kurulmasına da katkıları çok büyük ve okulun müzik bölümü de kendi adlarını taşıyor... onların sadece adlarının orada olması bile fazlasıyla önemliyken, bu bölüme katkıları da gelecek açısından çok umut verici... burada asıl önemli olan konu ise şu; bu lisede her açıdan üstün yetenekli ve üstün zekalı öğrencilere eğitim veriliyor ve bu öğrenciler geleceğin önderleri ve liderleri olacaklar... aldıkları eğitimde kendilerine müzik eğitimi de veriliyor ki geleceğin önderleri müzik ve sanatla iç içe olsunlar!...

1990 yılında ünlü girişimci ve iş adamı Sezai Türkeş, eşi İnanç Türkeş’in adını yaşatacak, maddi olanakları sınırlı özel yetenekli çocukların eğitileceği bir okul açmak için bir vakıf kurdu. Bu amaç doğrultusunda, Vakıf 1993 yılında 416 dönümlük arazi üstünde üç yüz öğrencinin yatılı eğitim göreceği Özel İnanç Lisesini açtı. Türk Eğitim Vakfı 10 Temmuz 2002’de okulu devraldı. Şu anda okul, Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi (TEVITOL) adi altında eğitimine devam etmektedir.

aşağıda; tevitöl müzik bölümü öğrencilerinin 2019 yılı konserini paylaşıyorum, öğrencilerin seviyesi, eğitimin kalitesini de gösteriyor...



tevitöl müzik bölümü de çok büyük başarılara imza atmış!... bu bölümün başarı hikayelerine imza atan genç yeteneklerin bazıları da aşağıda...

egemen kesikli
cengiz cemaloğlu
cem gültekin
mehmet tolga akan
hayriye büşra solak
alperen türkol
ışın ekin parlar

güher & süher pekinel kardeşlerin müziğe, genç yeteneklere ve eğitime katkıları bu kadar da değil!...

anadoluda müzik eğitimini iyileştirme projesi

carl orff u klasik müzikle birazcık bile haşır neşir olan herkes carmina burana ile mutlaka tanır... ancak carl orff aslında "carl orff yaklaşımı" yada "orff-schulwerk yöntemi" olarak da bilinen müzik eğitim yöntemi ile büyük önem taşımaktadır... carl orff ve d. günther, bu yöntemi önce bavyerada uyguladılar ve daha sonra tüm dünyaya yayıldı... bu yöntemde çocuklar dans, ritm, müzik, tiyatro ve jimnastik eğitimini doğaçlama olarak almaktadırlar...
“Çocuklar müziği duyduklarında kendiliklerinden hareket ediyorlar; resim çizerken şarkı mırıldandıklarını, zıplarken şarkı söylediklerini ve kendi kendilerine şarkı yoluyla hikâyeler anlattıklarını görebiliyorsunuz (...) Orff- Schulwerk hem grup içinde kişinin yaratıcılığını hem de iletişimini geliştirir, sanatların ortak noktalarını ve farklarını denemelerine olanak tanır.”
bu şekilde açıklıyor pekinel kardeşler orff-schulwerk metodunu ve bu yöntemin levitöl müzik bölümünde uygulanması için çok çabaladılar... bu yöntemin yerleşmesi için türkiyenin her yerinden öncelikle müzik öğretmenlerini bu konuda hedef kitle olarak seçmişler... ancak milli eğitim bakanlığına dertlerini anlatamamışlar zannedersem... şu andaki mevcut durumu tam olarak bilmiyorum ama nejat f. eczacıbaşı vakfı desteği alınmış 2015 yılında ve "dans eden notalar" projesiyle 60 öğretmene eğitim verilerek, 2000 anaokulu öğrencisine ulaşılması planlanıyormuş... umarım gerçekleşmiştir...

ben bu paylaşımda adı geçen herkesi, özellikle gençleri ve daha da özellikle güher ve süher pekinel kardeşleri kutluyorum... ve aşağıda öğrencilerinin videolarını paylaşarak bitirmek istiyorum... hepsi de ayrı ayrı harikalar... tek video değil, çalma listesidir, sağ üstteki listeden dilediğiniz videoyu seçebilirsiniz...

Yorumlar

Popüler Yayınlar

Popüler Yayınlar