turgut berkes

turgut berkes
çok önemli bir isim daha ayrıldı aramızdan bugün... turgut berkes... ressam, yazar, çevirmen, tasarımcı ve tabii ki müzisyen turgut berkes, tüm bu güzellikleri sığdırdı 65 yıla... belki de en az sığdırabildiği, daha doğrusu gönlünce sığdıramadığı sadece müzik idi... rock müziğe gönül verip, anadolu kokanına bulaşmamış tüm müzisyenlerin ortak kaderidir gönlünce müzik yapamamak... bir albüm çıkar, muhteşemdir... belki bir tane daha çıkar diye yıllarca dört gözle beklersiniz... bazen o da çıkar... çoğu zaman ilk albümün yerini de pek tutmaz... turgut berkes de bize iki albüm ile bıraktı müzik anlayışını... kara kutu ve bir şeye yaramaz şarkılar... her iki albüm de birer kilometre taşı türk rock müziği açısından ama kara kutu her şeyi ile apayrı... yukarıda da ifade ettiğim gibi, ilk albümler büyük bir birikimin yansıması oluyorlar ve her albümde o tadı arıyoruz... bir şeye yaramaz şarkıları kötü bulduğumdan yazmıyorum bunları, yanlış anlaşılmasın, kara kutu her açıdan çok iyi... değeri bilinmeyen albümler listelerinde mutlaka görürsünüz bu albümü... kara kutu, özellikle sözleri ile de çok ön planda... albüm kapağı da yayınlandığı yıl sorun olmuştu ve sansürlenmişti diye hatırlıyorum... aşağıda bir röportajından albüm ile ilgili kısa bir alıntı vereyim...
Karakutu Rolling Stone dergisinde "Kadri kıymeti bilinmemiş 15 albüm" listesine girmiş. Sizce de öyle mi? Daha doğrusu neredeyse 10 yıllık bir süreçte gelen tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hem öyle, hem değil. Elbette daha çok dinleyene ulaşmayı gönül isterdi, ama sayıları değil, niteliği hedeflemişiz. Çok satsak bu kez “nerede hata yaptık?” diyeceğim. Özgüven eksikliği. Aynı biçimde çok iş yapan, sağlam para indiren bir “sanatçı” olsam, bu kez Karakutu müzisyenlerinin para için çaldığını düşüneceğim. Para kazanmak bu projeye dâhil olanların akıllarındaki en son şey olunca, “kıymetim biliniyor” hissine kapılıyorum.


1953 yılında merhaba demiş dünyaya... ted ankara kolejini bitirdikten sonra, arts university bournemouth mezunu da olmuş... radyoculuktan kütüphaneciliğe, yazarlıktan gazeteciliğe ve çevirmenliğe kadar bir çok alanda gördük kendisini... dönemin en kapsamlı ve gelişmiş müzik stüdyosu olan ft recording studios'u 1989 yılında fuat güner ile birlikte kurdular... 2000 yılında da müzik birikimini derleyip toparladığı kara kutu albümünü çıkardı... kara kutu, daha sonra turgut berkes'in grubunun da adı oldu... bir şeye yaramaz şarkılar albümü, turgut berkes ve kara kutu tarafından yapıldı...

yaptığı işler içinde sinema hiç geçmez ama üniversitede sinema eğitimi almıştır turgut berkes... gördüğüm kadarıyla pek de bilinmiyor yada üzerinde durulmuyor bu konunun... sinema eğitimi alan, ressam, müzisyen ve şair bir sanatçının geçimini sağlamak için çeviri yapması ve ülkesinde sanatı ile para kazanamaması üzücü... diyecektim hatta dedim bile ama daha yazarken "yahu ben sanatçının sanatıyla para kazanmasını yadırgayan biriyim" dedim... evet, öyleyim aslında ama yadırgayan benim sonuçta... tartışılır bir konu... en azından, ben sanatla para kazanılmaması gerektiğini düşünüyorum diyeyim... yani sanat para kazanmak için yapılmamalı derim ben ama yine de sinema eğitimi almış birinin sinemadan para kazanamayacağını düşünüp yada anlayıp, çeviri yapması üzücü denebilir sonuçta... neyse bu ayrı konu... türkiyenin sesi radyosunda ve ingiliz kütüphanesinde çalışmış... ingilizce editörlük yapmış haber ajanslarında... devrin en iyi stüdyosuna sahipken bile çevirmenliği bırakmamış... çevirmenliği sevdiği kesin diye düşünüyorum... kitap olarak, bildiğim kadarıyla ihsan oktay anar'ın puslu kıtalar atlası'nı çevirdi ki o da başucu eseridir... çevirileri daha çok sinema üzerine olmuş...



bu albümler sonrasında, turgut berkes bodrumda yaşamaya başladı... belki de sıkıldı, bunaldı ve bodruma attı kendisini... çeviriler yaptı... tabii müziği de resmi de hiç bırakmadı... bazı yerleri ben tamamlıyorum çünkü bırakmış olmasını pek olası görmüyorum... tabii başka müzisyenler için yazdığı müzikler ve sözler de var... yanlış hatırlamıyorsam, tarkan için de müzik yapmıştı... gecemin ürkek kanatları isimli bir şarkısını buldum mesela şimdi kurcalayınca, oldukça da güzel bir parça ama tarkan hastalarına sordum, o parçayı bilmiyorlar!... demek ki gerçekten güzelmiş... bunun yanında, moğolların ünlü bir şey yapmalı şarkıının sözleri de turgut berkese ait...

işin gerçeği ben kendisine ait albümler dışındaki müzik çalışmalarını pek bilmiyorum, eğer derli toplu bir yerlerde bulursam, onları da ilave ederim... piyasa insanı değildi, hatta bildiğim kadarıyla kavgalıydı piyasa ile... ki piyasa insanı olsaydı, ben burada yazmazdım... bugün aramızdan ayrılmış olduğunu da duymazdım zaten...
Müzik dışında işlerle – esas olarak çevirmenlikle – hayatımı kazanabiliyor olmamı bu ülke koşullarında büyük bir şans olarak görüyorum. Müzikle hayatımı kazanmak zorunda kalsam, ya ben yanmıştım, ya da müziğim. Elbette keşke bütün vaktimi müziğe ayırabilseydim, ama bu çok şey istemek olurdu. Türkiye’de profesyonellik gayet güzel oturmuş, da nereye oturmuş ayrı mesele. Çok şükür hala, biraz da olsa, amatörlük var da iyi şeyler çıkıyor. Çoğunlukla da, maalesef, bu durum profesyonel olana kadar sürüyor.
turgut berkes tam bir "yaz yaz bitmez, otur 40 kere yaz, yine bitmez" sanatçılardan biri... sanatçılığının yanında, yaptığı diğer işler zaten başlı başına apayrı konular... en basiti, stüdyosu bile bir çok kaliteli genç grubun ve müzisyenin elinden tutmuştur... o bile apayrı bir konu tek başına... bu arada, kendisini en iyi bilenler, tanıyanlar da çok yakınında olanlar ve sohbet etme şerefine nail olanlardır... turgut berkes gibi kişiler hakkında benim detaylı bilgiler verebilmem zaten mümkün değil...

çok büyük bir beğeni toplayan kara kutu albümünde yer alan miranda ve kış neden var adlı parçaları, albümün en çok beğeni alan parçaları olmuştu... ben kızı ayşeye olan özlemi sonucunda çıkıveren kış neden var adlı parçayı daha çok severim ama özellikle mirandayı ayrıca paylaşmak istedim aşağıda, yavuz çetin'i de anmış olalım diye... albümdeki mindos ve benimsin adlı parçalarda da gitarlar yavuz çetin'e ait ama miranda'nın düzenlemesi de yavuz çetin tarafından yapılmıştı...bir sene sonra da yavuz çetin aramızdan ayrılmıştı...



toplam sekiz parçanın bulunduğu kara kutu albümünde; sarp özdemiroğlu, gota yashiki, volkan başaran, berna keser, yavuz çetin, tarkan gözübüyük, göksel, gürcan konanç ve can şengün gibi müzisyenlerle çalışmış turgut berkes... ikinci albümde ise; ayça sarıgül, berkant çelen, onur başkurt, mine çağlıyan, nihan kızıltan, saltuk erginer ve kerem özyeğen gibi isimler yanında, sarp özdemiroğlu yine görev almış...

www.karakutu.info adresli sayfalarından her türlü bilgiye ulaşılabiliyordu ancak oldukça uzun bir aradan sonra şimdi gittiğimde sayfaya maalesef kapanmış... belki olur da bir şekilde yeniden faaliyete geçirilir düşüncesiyle, bağlantı vermesem de adresi verdim...tabii şimdi benim bahsettiğim tarih çok eski... yanlış hatırlamıyorsam 2005 yılında faaliyete geçti bu sayfa...

internete çok önem veren bir sanatçıydı turgut berkes... yukarıda bahsettiğim karakutu sayfasında; yeni parçaları, eski parçaları, karakutu grubunun çalışmaları, haberler, fotoğraflar, resimler, verilmesi gereken tüm bilgiler vardı bu sayfada ve canlı bir sayfaydı... bir bakıma zamanının sosyal medyası denebilir... o yıllarda sosyal medya kavramı yoktu yada çok yeni idi ama turgut berkes ve kara kutu band, günümüz facebook sayfalarının işlevine sahip bir sayfaya sahiptiler... karakutu band, ilk albüm karakutudaki parçaları da daha sert bir tarzda yeniden çalıp, kaydedip, sayfadan paylaşıyordu hatırladığım kadarıyla... ikinci albümü de kaydettikçe tek tek ayrı zamanlarda paylaşmışlardı bu sayfadan... dünyayı bilmiyorum ama ülkemizde eserlerini internetten dinleyiciye ulaştıran ilk isimdir turgut berkes... şimdi anlaşılıyor ki, turgut berkes ve karakutu band elemanları aslında zamanlarının ötesinde yenilikçi adımlar atmışlardı... o zamanlar pek de farkında değildik nedense bunun ama bugün dünyadaki bir çok müzisyen bunu yapıyor!... tabii eskiden yoktu bunun piyasası, kapitalizm burnunu sokmamıştı ama bugün artık bu işler de kapitalist sistemin elinde... bir sürü platform bu konuda hizmet verip, para basıyor... turgut berkes ve karakutunun dinleyiciyle internetten buluşması, müzisyen ile dinleyici arasına burnunu sokanların ekarte edilmesi anlamında çok önemli bir adımdı... günümüzde, çok az müzisyen eserlerini herkesle paylaşabiliyor... onu da belirteyim...

yine bir zamanlar takip ettiğim, kendisine ait bir bloğu vardı... adı t-blog... sayfa hala duruyor ve en son yazısını 28 nisan 2009 tarihinde yazmış... benim çok şey öğrendiğim ve tamamını okuduğum bir blog idi... adresini aşağıda paylaşıyorum... keşke hiç bırakmasaydı blog yazmayı... üşenmeyin, tamamını okuyun derim...

http://turgutberkes.blogspot.com/

bir de nadir canlı kayıtlarından birini paylaşayım... 2007 masstival konserinden... leylak bahçeleri...



şair olarak geçmez pek turgut berkes ama bence tam bir şairdir... şarkı sözleri resmen birer şiirdir çünkü... karakutu parçalarından olan benimsin adlı şarkının sözleri cahit sıtkıya aittir... diğer sözleri de dinlediğimizde de aynı şiirsel tadı alırız... hiç de eğreti durmaz... çok iyi bir şarkı sözü yazarı turgut berkes... aşağıdaki bağlantıdan karakutu albümündeki şarkıların sözlerine ulaşabilirsiniz...

karakutu/şarkı sözleri

kaçın kurbağası - turgut berkes
sanat, kültür ve düşün insanı... ressam, müzisyen, şair... sinemacı ve çevirmen... şimdi unuttuğum varsa, yukarıda yazıyordur bir yerlerde... çok yönlü, on parmağında on marifet denen cinsten bir büyük insanı daha erken yaşta kaybettik... hakkında yazılacak daha bir çok şey var ama çoğundan emin değilim... şimdilik bu kadar diyeyim ve çok beğenilen bir resmi ile bitireyim... kaçın kurbağası?...ben en azından fikir versin diye ve ne olur ne olmaz, emek işidir diyerek minik boyutlarda paylaşıyorum...

Yorumlar

Popüler Yayınlar

Popüler Yayınlar