ayşe cemre, naz irem, ve ilyun'dan anlamlı konser

ayşe cemre ağırgöl, naz irem türkmen, burak bilgili ve ilyun bürkev

ilyun bürkev, naz irem türkmen ve ayşe cemre ağırgöl... çalışmalarını ve konserlerini uzun süredir takip ettiğim ve bu blogta paylaştığım üç başarılı genç sanatçımız... opus müzik festivali kapsamında, bodrum kalesinde çok anlamlı bir konser verdiler...

kasım ayı içinde de konserleri devam etti... başarılı piyanistlerimiz ayşe cemre ağırgöl ve ilyun bürkev birlikte yine sahne aldılar cemal reşit rey'de, dünya sahnelerinin genç kemancılarından olan naz irem türkmen de başarılarıyla sık sık adından söz ettiren piyanist can saraç ile birlikte mozarthaus'da çok güzel bir konsere imza atılar... genç sanatçılarımızın birlikte çalışmalarını çok önemsiyorum, kendilerine bu fırsatların verilmesini ise çok daha fazla önemsiyorum...

bunu ayrıca yazayım; tüm genç sanatçılarımıza sürekli fırsatlar yaratılması gerekiyor ve son yıllarda bu konuda gerçekten önemli gelişmeler yaşanıyor... durmadan laf ediyordum ama şimdi teşekkür etmem gerekiyor...

tabii tüm genç sanatçılarımızın da fırsatları kovalaması gerekiyor... bunu da ayrı yazma aşamasına geldik artık... öncekini neredeyse her paylaşımda belirtmiştim, işin bu yönü de var...

üç sanatçımız hakkıda da paylaşım yapmıştım daha önce belirttiğim gibi, her birini okursanız, çok şey kazanırsınız...

naz irem türkmen

ilyun bürkev

ayşe cemre ağırgöl

maalesef haberdar olduğum her konseri paylaşamıyorum artık eskiden olduğu gibi... ama hem opus festivali hem de ayşe cemre, naz irem, ve ilyun'un bu konseri bir çok açıdan oldukça anlamlı... ustalarla genç ustaları aynı sahnede buluşturmuş olması açısından çok önemli bu festival... solist sanatçılar bas bariton burak bilgili ve soprano burcu hancı'ya eşlik eden şef gürer aykal yönetimindeki, 120 yılı başarılarıyla deviren alman devlet opera oda orkestrası berlin deutsche opera kammer orchestra bir araya geldi bodrum kalesinde...

hindistan’ın rajasthan eyaletindeki piplantri köyünde, genç kızları ve gezegeni onurlandırmak adına, her kız çocuğunun doğumumda tam 111 ağaç dikiliyor olmasından ilham alan festival yönetimi, üç başarılı genç hanımefendiyi sahneye çıkararak, bu ilhamı toplumumuza yaymak istemiş... çok da anlamlı olmuş... tabii bu ilhamı öncelikle hindistanın diğer köyleri de almayı akıl edebilseler, çok iyi olacak...

kaynak: the plaid zebra

konu hakkında biraz daha detaylı bilgi için tıklayınız...

sanat yönetmenliğini dünyaca ünlü opera sanatçımız burak bilgili'nin, genel koordinatörlüğünü ise ozan göktan'ın yaptığı opus müzik festivalinin simgesi ise doğanın iyileştiricisi, çevre kahramanı bitki olan frenk kaktüsü... asıl adı opuntia... halk arasında frenk incirinden tutun da hint incirine kadar bir çok isme sahip... evinizin bir köşesinde ise adı kaynana dili... dikenli ya o sebepten:))... tüh, yazının anlamını bozdum:)...

çok şifalıdır, bulursanız yiyin... ben çocukken bol bol satılırdı, bol bol da tüketilirdi... şimdi bol bol tüketilenler; mısır şurubu, hidrojenize yağ, monosodyum glutamat, pil ve gdo'lu soya... afiyet olsun...

doğa kahramanıdır çünkü yangında öyle kolay kolay tutuşmaz çünkü deve hörgücü gibi su doludur içi... bu sebeple ormanları korur yangından...

insanın yaktığını, dikenli kaynana dili söndüreceğim diye uğraşıyor... güleriz, ağlanacak halimize...

bu arada; o orman zannettiklerimiz de aslında orman filan değil... bu da biline... zamane ormanı diyelim... modern orman... gerçek ormanın içinde adım bile atamazsınız... biz piknik bile yapıyoruz ve ağaçlık bir yer gördüğümüzde, orman diyoruz... meyve ağacı tohumlarını havadan atınca, orman çıkacak zannediyoruz... evliya çelebiyi okursanız eğer, ege bölgesinin nasıl ormanlarla kaplı olduğunu da görebilirsiniz... geçmiş olsun...

felaket günlerinden sonra hayatın yeniden başladığını, dünyanın iyileşmekte olduğunu büyük bir kültürel iş birliğiyle göstermeyi, türkiye’nin direncini, dayanıklılığını ve yaşama tutkusunu sanatla ortaya koymayı ve bu dayanıklılığın en önemli temellerinden birinin üretken gençler olduğunu vurgulamayı amaçlayan opus müzik festivali; gerçekten bir taşla üç kuş vurmayı başardı...

neden ille de tek taşla üç zavallı kuşu vururuz? bilmiyorum ama hoş olmamakla birlikte, öyle denmiş... tıpkı yere düşünce bir avuç toprakla kalktığımız gibi olmalı...

bence bu festivalin ve özellikle üç genç sanatçımızın verdiği konserin en önemli mesajı; üretken gençlik... üretken ve kendi hayatını kendi şekillendirebilen genç kadınlar... düştüğü yerden bir avuç toprakla kalkanlar yada bal tuttu diye parmağını yalayanlar değil tabii...

üç genç sanatçımızın solo ve birlikte seslendirdikleri eserler ise şöyle;

franz liszt - venedik ve napoli'den "tarantella"
piyano: ilyun bürkev

franz liszt  - macar rapsodisi no:2
piyano: ayşe cemre ağırgöl

franz waxman - carmen fantazi
keman: naz irem türkmen... piyano: marija vrskova

maurice ravel - boléro
4 el piyano ve keman için düzenleme
ilyun bürkev - ayşe cemre ağırgöl - naz irem türkmen

konser kayıtlarına henüz ulaşamadım, üç sanatçımızın da performanslarına ulaştığımda eklemek üzere, şimdilik videosuz olarak tamamlayayım...

Yorumlar

Popüler Yayınlar

Popüler Yayınlar