Ana içeriğe atla

ayumi ueda & women of the world

eren başbuğ, ayumi ueda, deniz alemdar
24 eylül günü, saat 20:30 da... istanbul uniqhall de... dünya turnesinin ilk konserini veriyorlar... eren başbuğ ve ayumi ueda... kendilerine yüksek sadakat grubundan tanıdığımız deniz alemdar da eşlik edecek... bu ziyafeti kaçırmayın...

zuhal müzik katkısı ile gerçekleştirilecek konserde; dream theater, steven wilson, radiohead, massive attack yanında, yoko kanno, remioromen ve chara gibi isimlerin eserlerini dinlemek de mümkün olacakmış...

kaçırılmamalı...

biletix den biletinizi hemen alabilirsiniz... hadi alın bakalım...

tabii uniq istanbul hall den de alabilirsiniz... gişedendir...

eren başbuğ hayranı olarak, daha önce yapmış olduğum aşağıdaki paylaşımlara göz atabilirsiniz...

eren başbuğ

like a dream

röportaj

progresif eren

roli seaboard buluşması


ekleme/14 eylül 2016 eren başbuğ ve ayumi uedanın birlikte kurdukları grubun adı etkinlikte kullanılmadı ama sonradan geldi... iliminal!... ve çıkış klibi de oldukça taze... act of faythe... jordan rudess ve john petrucci ortak yapımı bir dream theater parçası... sözler de petrucci ye ait... iliminal oldukça umut verici ve çok değişik... harika bir oluşum ve harika bir konser olacağa benziyor...



ayumi ueda

benim de yeni tanıdığım, muhteşem sesli bir vokalist... women of the world acapella grubunun kurucusu... sadece vokalist de değil... söz de yazıyor ve reiki ustasıymış aynı zamanda... bir yandan da şifa dağıtıyor... en sonda paylaşacağım video ile şifa alabilirsiniz... gerçekten yumuşacık yapıyor adamı... ciddiyim!...

ayumi ueda

dört yaşındayken babası ile şarkı söylemeye başlayan ayumi, doğma büyüme tokyolu... japonyada çok sevilen bir tv programından ödül alıyor ve müzik alanında kariyer yapmaya karar veriyor... dünya müziğinden çok etkileniyor... burslu olarak berklee müzik okulunda okuyor... ben atlaya zıplaya yazıyorum, arada bir çok etkinlik var... konserler, okul konserleri filan... carnegie hall konseri de var... 2008 yılında yukarıda bahsettiğim women of the world akapella grubunu kuruyor... george clooney tarafından organize edilen "haiti için umut" etkinliğine katılıyor...

zannedersem eren başbuğ ile tanışmaları berkleeye dayanıyor... okulun ilk walter w. harp ödülünün sahibi oluyor... reiki uzmanı ve müzikle şifa konularında da çalışmaları var..



women of the world

2008 yılında ayumi ueda önderliğinde; dünyanın farklı köşelerinden dört vokalistin bir araya gelmesiyle kuruldu women of the world... ortak noktaları ise barış!... dünyaya barış mesajları vermek... bu arada aşağıdaki bağlantıya göz atabilirsiniz...

barış & müzik araya ille sokacağım zımbırtılarımı:)...

women of the world
yahu cross-pollination lafını sayfalarında okuyunca ilginç geldi:)... çapraz tozlaşma denen çiçeklerin tozlaşmasını böyle çok farklı bir ortamda görünce şaşırdım ama demek ki kullanılıyormuş... neyse... dünyanın farklı coğrafyalarının kültürleri ile yoğrulmuş olan 5 kadın; farklı müzik, kültür ve felsefeleri çapraz tozlaşma yolu ile birleştirmek istemişler... ve birleştirmişler zaten...

grammy ödüllü bobby mcferrin başta olmak üzere, bir çok önemli kişiden sağlam destek de alan akapella grubu, birleşmiş milletler başta olmak üzere, bir çok yardım kuruluşuna sesleriyle destek olmuşlar ve haiti, pakistan ve japonya gibi ülkelerde özellikle doğal afetler için yardım kampanyalarına katılmışlar...

ayuminin sayfasında bu grup 5 kişi olarak geçiyor ama kendi sayfalarında 4 kişiler!... ayumi haricindeki diğer isimler şöyle: annette philip, débo ray ve giorgia renosto... eee? 5. ismi bulamadım!... siz bulun artık, çok aradım, yok:)... çatlatacaklar beni bu müzisyenler... arkadaş ben başak burcunun bütün o boktan özelliklerini taşıyan bir manyağım... o bir kişi ayrıldıysa bile gruptan, insan adını bari yazar bir yerlere... töbe töbe... bak gördünüz mü? o aşağıdaki videoda da 4 kişiler:)...



bence harika gerçekten...

itiraf edeyim, ben sadece eren başbuğ ile ayuminin konserini duyurmak için başlamıştım bu yazıya ama hem ayumi ueda, hem de women of the world çok hoşuma gittiler... ayumi ve eren başbuğun konser videolarına ulaşınca mutlaka eklerim...

grubun bütün üyeleri, kendi kültürlerini oldukça güçlü bir şekilde temsil ediyorlar ve çok güzel bir birliktelik olmuş... dünyanın çok farklı renklerini ve kültürlerini de müziklerine oldukça iyi bir şekilde adapte edebiliyorlar...

çok kabaca aşağıdaki mesajı veriyorlar:

biz; dünyanın farklı köşelerinden beş şarkıcı,
birlikte müzik yaparak, çok güzel bir arkadaşlık kurduk.
bu ruhla, farklılığın bir araya getirdiği güzelliği kutluyoruz...
sadece hoşgörü adına değil, bilgelik, saygı ve mutluluk adına da şarkı söylüyoruz.

biz; dünya kadınları olarak, müziğin gücüne inanıyoruz,
bağlılığımıza inanıyoruz,
ve tabii barışa inanıyoruz...

ayumi ile bitireyim... crystal bowl yani cam kase:) eşliğinde, şifa müziği ile sizi huzura kavuşturup, öyle göndereyim de benim olumsuzluklarımdan arının giderken...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

gelem gelem (djelem djelem)...

çingene bayrağı "öldüğüm zaman beni ayakta gömün çünkü bütün ömrüm dizlerimin üstünde geçti" "gyelem, gyelem", "jelem, jelem", "dzelem, dzelem", "dželem, dželem", "delem, delem", "djelem, djelem", "celem, celem"... ve daha bir çok benzeri türevi var bu "gelem, gelem" in... farklı çingene (roman) diyalektlerinde birbirine benzeyen ama farklı yazılan bir çok örneğine rastladım... aşağıdaki fotoğrafta bile, bir yanda dzelem yazarken, hemen yanında verilen sözlerde djelem yazılmış... en yaygın olarak kullanılan ise "gelem" olduğu için, ben de o şekilde yazıyorum... çingeneler, çingene kültürü, müziği ve çingene katliamı hakkındaki aşağıdaki yazıları da okuyabilirsiniz   çingeneler   çingene müziği   tüm dünyadaki çingene halklarının ortak marşı oluyor gelem, gelem... insanın içini titreten çok önemli bir çingene şarkısı... zarko jovanovic e ait... çingeneler arasında çok sevildiği içi

çocuğa gitar nasıl alınır?

başlığı atmam çok uzun sürdü!... "çocuğa gitar nasıl alınır" tuhaf geldi... "gitar çocuğa nasıl alınır" daha tuhaf... "nasıl çocuğa gitar alınır" ilginç oldu... "çocuğa nasıl gitar alınır" daha değişik oldu... her neyse işte, yazının bütün bu değişik sorulara yanıt vermesine çalışayım da olsun bitsin... aslında çok zor bir konu hakkında yazacağım çünkü bu sayfaya "çocuğuna gitar almayı düşünen ama bunu nasıl yapması gerektiğini bilmeyen, işin içinden çıkamayan kişiler" arama motorları tarafından zorla getiriliyorlar ama bu sayfada öyle bir konu yoktu... artık olmak üzere... gelen kardeşlerimiz elleri boş dönmesinler diye düşündüm ve bildiğim kadarıyla yazayım dedim... "çocuğa gitar nasıl alınır" ve "gitar çocuğa nasıl alınır" sorularının yanıtı basit ve hemen geçeceğim; cebe bir miktar para konulur ve müzik aletleri satan yerlerden birine gidilip, satın alınır... bunu geçiyorum... "nasıl çocuğa gitar a

mohsen namjoo

az önce tanıştım mohsen namjoo ile ve yine ilk dinlediğim parçasında, hatta daha parça başlar başlamaz "budur" dediklerimden oldu... şu anda henüz 2. parçadayım ve dinlediğim ilk parça ile ikinci parça arasında zerre kadar alaka yok! sevdim bu adamı:)... zannedersem zaman zaman olduğu gibi "çok engin bir derya" ile karşılaştık yine ve zaten ben de bu bloğu boşuna yazmıyorum, öğreneceğiz bakalım ne kadar enginmiş mohsen namjoo ... karşılaştığım ilk bilgiyi -saçma da olsa- hemen vereyim; ülkemizde muhsin namcu diyenler de var!... hatta uzun uzun tartışmalar bile yapılmış bu konuda!... biri diyor sen hatalısın, öbürü diyor; hayır sen yanlışsın... her konuda olduğu gibi, bu konuda bile ciddi bir ayrışma söz konusu... klasik ülkemiz insanı durumu... tamam, gerçek adı doğal olarak farsça ve yazılışı farklı çünkü mohsen namjoo iranlı bir sanatçı... bu konuda bile tartışmaya ne gerek var anlamış değilim... çok mu zor? bakarsın adamın sayfasına, o neyi kabul etmişse, s

gnossienne

source: martha graham center of contemporary dance www.marthagraham.org Photograph by Soichi Sunami gnossienne denince akla önce yaratıcısı erik satie geliyor doğal olarak ama onun dışında akla hayale gelebilecek her şey de geliyor ruh durumuna göre... özellikle o büyük üne sahip olan gnossienne no 1 dinlerken ben parçayı her seferinde başka başka hissediyorum... bu eserin aslında hiç bir şekilde eğlenceli, neşeli vb filan olması mümkün değil gibi çünkü doğaya aykırı ama bana komik ve neşeli geldiği bile oldu!... yorumu dinleyenin ruh durumuna  bırakabilen bir eser... önce şu yukarıdaki fotodan bahsedeyim, koreografisi amerikalı efsane kadın dansçı martha graham a ait 1926 nisanında prömiyeri yapılan dans gösterisinden... fotoğraf 1927 yılına ait ve gnossienne dans performansından bir enstantane... martha graham, 1991 yılında 97 yaşında öldü... amerikanın en eski dans kumpanyasının kurucusu ve ölene kadar da koreografilerini sürdürmüş... gnossienne ise martha grahamın ilk ba

çocuklar müziğe hangi enstrümanla başlamalı?

piyano neden bu paylaşımı yapıyorum? önce onu yazayım... neden olacak, çok soru geliyor... çocuk ve genç sanatçılarımızı paylaştığım için sık sık, doğal olarak bana soran aile çok oluyor bu konuyu ve bazı başka konuları... en çok sorulan sorulardan biri de şu: "bizim çocuk müziğe çok meraklı, hangi enstrümanla başlasın? hangi kursa gönderelim?" kabaca bu soru çok geliyor... tabii devamı da var... bir kaç soruyu da ayrı bir paylaşımla yazarım... daha önce çocuğa gitar nasıl alınır? gibi bir paylaşım yapmıştım, onu okuyan, bu piyano işini de soruyor haliyle... bir çok özel kurs var... enstrüman satan mağazalar var... müzik öğretmenleri vs var ama galiba anladığım kadarıyla aileler verilecek cevabın tarafsız olmasına özen gösteriyorlar... yani doğal olarak işin içinde ticari, parasal, ekonomik vs vs konular olunca, galiba tatmin edici olmuyor... mesela piyano kursu veren bir yere sorduklarında aldıkları cevabın "piyano" olması onları tatmin etmeyebiliyor... beni de e

can özhan ve öğrencileri

can özhan yazıya nasıl başlayacağımı bilemedim... kaç aydır duruyor bu paylaşım taslak olarak ama elbisesini giydirip, paylaşmam lazım... ben normal koşullarda can özhan gibi ünlü ustaları değil de, ünlü birer usta olacak genç sanatçılarımızı yazıyorum... can özhan da genç sanatçı ve 32 yaşında bu aralar ama bloğun konseptinin çok dışında bir sanatçı artık... çok başarılı ve benim hiperaktif sanatçı olarak tanımladığım sanatçılarımızdan can özhan da.. konserler, projeler, ustalık sınıfları, orkestra kurmalar vb bir çok farklı aktivite devam ederken, bir çok da genç kemancı yetiştirdi ve yetiştirmeye devam ediyor... hepsi de çok başarılılar ve aslında her biri ayrı ayrı paylaşımları fazlasıyla hak ediyorlar ama ben bu tip paylaşımlar yapmayı tercih ediyorum.. yani ortada bir proje, orkestra, destek programı vs gibi bir ortak çalışma içinde yer alan genç sanatçılarımızı paylaşma gibi... bu paylaşımın konusu ise; en az sanatçılığı kadar başarılı olduğu öğretmenliği can özhan'ın... v

gordion oda orkestrası

gordion oda orkestrası geçtiğimiz haziran ayında yeni bir orkestramız daha dünyaya geldi.. gordion oda orkestrası .. son yıllarda bu konuda çok güzel kıpırdanmalar var ve yeni orkestralar, korolar, projeler, etkinlikler dikkat çekmeye başladı.. bu yeni ve genç oluşumların bir kısmı maalesef çinliler yarasa çorbası içtikleri için çeşitli şansızlıklara denk geldiler ama ben kaldıkları yerden yollarına devam edeceklerinden eminim... orkestranın en önemli hedefi; genç sanatçılara mesleklerini icra edebilme şansı vermek... sadece orkestracılık anlamında değil, solistlik anlamında da kendilerini gösterebilme yolunu onlara açmak... tabii ki bunu yaparken benim gibileri de barok konserlerle buluşturacaklar... buluşacağız gordion oda orkestrasıyla ancak birlikteliğimizin devamı için sürdürülebilirliğin sağlanması da şart... oldukça fazla sayıda genç sanatçımız gordion bünyesinde bir araya geldiler ve büyük bir heyecanla çalışmalarını sürdürüyorlar.. günümüz şartlarında, mutlaka sponsorlarının o

org

benim hastalık boyutunda bir takıntım vardır bu org konusunda, bir kaç paylaşımımda bahsetmiştim daha önce... ülkemizde "org" olarak adlandırılan çok geniş bir müzik aleti grubu olması ve farklı adlandırılmalara gidilmeden, tamamına org adı verilmesidir bu takıntı... aslında bu takıntımda pek de haklı değilim, biliyorum ama üzerinde tuşları olan, birbiriyle alakasız her türlü cihaza tek bir isim verilip, org denmesini de hep yadırgamışımdır...  keyboardlar & piyanolar  başlıklı eski paylaşıma göz gezdirirseniz anlarsınız bu takıntımı... bu gereksiz takıntımda pek de haklı değilim dememin sebebi ise şu; aslında benim "org" denilip geçilmesini yadırgadığım cihazlar da "org" denen şeyin geliştirilmiş, elektronikleştirilmiş, dijitalleştirilmiş halleri... üstelik türkçe karşılıkları da yok ve tamamına org deyip geçmek de yanlış sayılmaz... benim takıntılı biçimde "gerçek org" dediğim ve hayranı olduğum şey aşağıdaki muhteşem varlık oluyor...

ilham perileri

ilham perileri (müzler) biraz sakat bir konuya dalasım geldi, bakalım işin içinden çıkabilecekmiyim... şu anda çok az bilgim var şu ünlü ilham perileri hakkında... şöyle bir olası kaynaklara da göz gezdireyim dedim, gözüm de korktu ama yıllardır hep ilgimi çeker bu ilham perileri... müzler de deniyor, musalar da... ingilizce muses... hemen her dilde yunanca orijinaline sadık kalınmış... Μοῦσαι (moũsai) ise orijinali oluyor... yunanca tabii... müz kelimesinin kökeni de "men" miş... bana pek bi alakasız geldi ama öyleymiş sonuçta... men kelimesi ise çok fazla ciddi anlamlar taşıyor: akıl, düşünce ve yaratıcılık!... umarım ingilizce insanoğlu denen "men" buradan gelmiyordur ama sanki öyle... bu kadarla da kalmıyor, bu 3 ana kavramın altını dolduran konular çok önemli; bilim, edebiyat ve sanat... konu ağır anlayacağınız... men kelimesinden köken aldığı söylenen müzler ise sanat, bilim ve edebiyat alanında eserler veren insanlara ilham getirmekle görevli periler.

concertgebouworkest'te üç bilkentli

meriç nisan soytutan (viyola), arcan isenkul (viyola), kerem erşahin (fagot) bilkent üniversitesi müzik hazırlık lisesi 11. sınıfta öğrenimlerine devam eden meriç nisan soytutan (viyola), arcan isenkul (viyola) ve kerem erşahin (fagot); c oncertgebouworkest young orkestrası tarafından davet edildiler... daha doğrusu; farklı ülkelerden toplam 73 seçilmiş öğrenci arasına girmeyi başardılar... 4-21 ağustos 2022 tarihleri arasında hollanda'da hem eğitim alacaklar hem de önemli solistlerle konser verecekler... concertgebouworkest ; 130 yılı aşkın bir süredir ara vermeden sesini duyuran, dünyanın en iyi orkestralarından biri olarak kabul ediliyor... concertgebouworkest young ise; adı üstünde, bu orkestranın uluslararası gençlik orkestrası oluyor... üç başarılı genç sanatçımız, bu orkestranın etkinliğine katılacaklar... concertgebouworkest young, avrupa ülkelerinde öğrenim gören 14-17 yaş grubundaki genç sanatçılara önemli bir tecrübe kazandırmayı ve eşitlik ilkesi içinde fırsat yar