erkan oğur ve ibrahim kalın'dan hiç oldum

hiç oldum
erkan oğur ve ibrahim kalın

internette "pire için yorgan yakmak nedir?" yazan ilkokul çocuklarını da umarım google buraya getirir ve çok güzel bir örnekle anlarlar bu deyimi.. erkan oğur, ibrahim kalın'ın hiç oldum türküsünde kendisine gitar, kopuz ve e-bow ile eşlik etti... bütün konu bu... düzenlemesini de yapmadı... kaldı ki; onu da yapabilirdi, ibrahim kalın ve erkan oğur'un bileceği iştir...

benden zerre kadar siyasi bir takım laflar şunlar bunlar çıkmaz... bu blogta; ibrahim kalın bir müzisyendir tıpkı erkan oğur gibi...

devam etmeden önce, sadece tek bir örnek verip, geçeceğim... üzerinde düşündükten sonra okursunuz devamını ve zaten çok bilinen ve övgüler alan bu örnek bile fazlasıyla yeterlidir diye düşünüyorum...

toplumlar arası anlayışı geliştirmek ve barışa sağlam bir zemin hazırlamak amacıyla; arjantin asıllı israilli piyanist ve orkestra şefi daniel barenboim ve filistinli düşünür edward said tarafından ispanya'da -galiba sevilla idi- kurulan doğu batı divanı orkestrasını ve yaptıkları çalışmaları incelemenizi tavsiye ederim...

sağa sola saldırdığınız sosyal medya hesaplarınızdan kısa bir süre de olsa ayrılıp, bu orkestrayı ve çalışmalarını inceledikten sonra devam edin derim...

https://west-eastern-divan.org/

barenboim, kendi ülkesine wagner'i bile sokmuş, her türlü baskıya rağmen, salonda divan orkestrasıyla wagner çalmış bir sanatçıdır... arap öğrencilerin de bulunduğu orkestrada bir çok ülkeden genç müzisyenler yıllardır bir arada çalarlar... yani kanlı bıçaklı olması gereken gençler... hatta bir ihtimal, ailesine karşı tarafça çok ciddi zararlar verilmiş gençler bile olabilir içlerinde... bir arada çalmanın ötesinde, bir arada çalışırlar ve yaşarlar... inceleyin işte...

işin buraya kadarki kısmı, erkan oğur ve ibrahim kalın çalışmasına köpüren kesimin seviyesinin çok üstünde... yani onlara vereceğim örnek bu kadar devasa değil... çok daha basit...

bakın barenboim ile said; oturup konuşmuşlar... size bu kadarı da yeter köpürmeniz için... hatta bu kadarı bile çok, yan yana fotoları görünseydi gazetede, o bile yeterdi... anlamadan, dinlemeden, papağan gibi paylaşımlarla darmadağın ederdiniz ortalığı...

kendinizi kandırdığınız gibi kültürlülük filan değil bu, basitlik kültürü sadece...

1999 yılında bu işi başlatmışlar... sonra olay büyüdü gitti, vakıf oldu, okul oldu vs vs vs... orkestrada da, okulunda da gençlerimiz var... yani siz olsaydınız, zaten 1999 yılında ortalığı dağıtmıştınız... aynı müziği seslendiren yahudi ve arap gençlere bile fırsat kalmamıştı...

bir de şu var tabii... özellikle barenboim -ki hayatta olan ve orkestrayla yıllardır çalışan o- ne yapıp ne etmiştir, bu sakıncalı orkestrayla israilde de konser vermiştir... üstelik inadına, hiç bir şeyi kafasına takmadan, herhangi bir kaygı duymadan wagner çalmıştır... bu da çok önemli diğer yandan...

kendisine baskı gelmemiş midir?... mümkün değil gelmemiş olması... çıkardıkları işin boyutlarına baksanıza... dünyanın en kavgalı iki toplumu... ama arap ve yahudi gençlerin de yan yana müzik yaptıkları bu orkestra ile arı kovanına çomak sokarcasına wagner çalmıştır...

israilde wagner çalmanın ne demek olduğunu da inceleyin çünkü önemli ve herkes bilmiyor da olabilir...

bu paylaşım için bu örnek çok aşırı kaçtı ama aklıma geldi, araya sıkıştırdım... yani insanlar dünyada bunları yaparlarken, erkan oğur'un ibrahim kalın ile aynı müziği seslendirmiş olmasına bu derece bozulmanın ve aşırı terbiyesizliğe varan tepki vermenin sebebi nedir? siz nasıl bir aydın! kitlesiniz böyle?... soruyu sordum, cevabını da vereyim; aydın maydın değilsiniz ki zaten... sadece öyle zannediyorsunuz kendinizi...

devam edelim...

siz olsaydınız; daha "merhaba daniel, ben edward, nasılsınız? dostlarım sizinle birlikte güzel işler yapabileceğimizi söylediler" dendiği anda dünyayı başlarına yıkardınız... vay, sen nasıl bir araya gelirsin onunla! diye başlardınız anında... sosyal medyada tabii!!...

en başta şunu söyleyeyim; siyaseti ulaşabileceği en üst zirveye taşıyabilecek olan sanatın, özellikle müziğin ta kendisidir ama eğer sanat "ben tek başıma konuşacağım" derse, her şey susar... siyaset de susar... bir tek siz susmayı beceremediniz...

sanata ve sanatçıya hak ettikleri önemi ve değeri vererek makul eleştirilerde bulunsaydınız, hiç bir sorun yaşanmayacaktı çünkü eleştiri de sanat kadar önemlidir...

erkan oğur gibi bir insana yapılan bu zorbalık unutulmaz... çatır çatır kavgaya girişecek bir insan değil o.. erkan oğur, kendisine yapılan şuursuzluğa şuur ile, fuad ile cevap verebilir en fazla...

barenboim cevabını çatır çatır verdi... ama sanatla verdi... umarım ve muhtemelen, müzik yolu ile gelecek cevap size de... sanatçının cevabı çok ince olur ama kibar kibar ezer geçer...

sanat, teknik olarak da, ruh olarak da; ayrımı, ayrımcılığı, kutuplaştırmayı kaldıramaz... herkes ve her şey ayrıştırabilir, ötekileştirebilir, kabalaşabilir ama bunu tek yapamayacak olan sanat ve sanatçıdır...

ne oldu? yapmacık bilge edalarıyla sürekli "müzik birleştirir" derdiniz?... siz müziği bile ayırdınız...

müzik tabii ki birleştirir, onda sorun yok... bakın doğu batı divanı orkestrasını boşuna koymadık yukarıya... müzikte sorun yok, sorun sizde... müzik birleştirmeye çalıştıkça, kitleler ayrıştırdığı için çözümsüzlük sürekliliğini koruyor... sonuçta doğu batı divanı orkestrası çözüm getirebildi mi? getiremedi... ama sorun orkestrada, müzikte ve genç müzisyenlerde değil...

sanat; öyle sizin olmasını beklediğiniz gibi olamaz... sanatçı da sizin beklediğinizi yapamaz... ne ibrahim kalın ne de erkan oğur... onlar müzik yaparlar, bağlama çalarlar...

sanatçı olmayan, müzisyen olmayan birileri, ruhuna ve hücrelerine sanatçılık ve müzisyenlik işlemiş birilerinden kutuplaşmayı, ötekileştirmeyi ve kabalaşmayı beklerse, olacağı bu... hiç bir naneden anlamayan bir kitle; nanenin ruhuna nüfuz edebilmiş sanatçılardan hiç bir şekilde olamayacak bir davranış bekliyor... sorun bu işte...

erkan oğur, partilerden birine seçim kampanyası müziği yapmadı... erkan oğur siyasi müzik yapan biri de değil... sadece, belli bir kesim onun müziğini benimseyebilir ama o müziğini belli bir kesime de yapmıyor... bir projede de yer almış değil -ki kendi bileceği iş, dilerse alabilir... erkan oğur'un türkiyede bir şekilde çalışmadığı müzisyen de muhtemelen çok azdır... sadece ben kabaca 50-60 isim sayabilirim hemen...

erkan oğur, ibrahim kalın'a eşlik ettiği için eleştirilemez mi? eleştirilebilir, isteyen eleştirir, kendisi bile eleştirdi zaten!!! ama bence eleştirilemez...

"linç değil bu, sevenleri fikirlerini söylüyorlar" demiş tanınmış bir müzisyen.. okulu için yalakalık yaptığını söyleyeceksin, ruhunu şeytana sattı diyeceksin, ondan sonra da çıkıp "yok biz fikrimizi söylüyoruz, linç değil ki bu" diyeceksin.. bereket linçe kalkışmadınız diyeyim o zaman... ne diyeyim...

şunu da ekleyeyim; tabii ki linç değil, linç apayrı berbat bir şey.. zırt pırt da bu ifadeyi kullanmamak lazım... yok, bi de linç etseydiniz...

parçanın düzenlemesi erkan oğur'a ait değil ama bu işi bilinçli olarak körükleyenler hala daha öyle yazıyorlar... erkan oğur bana ait değil dedi günler önce ama daha dün ekşi sözlükte yeni başlık açılmış... papağan gibi, gördüğünü paylaşırsan, olacağı bu... bir de havanızdan geçilmez... kaldı ki; düzenlemesini de yapabilir, onu kendisi bilir... istediğine de eşlik eder, onu da kendisi bilir...

erkan oğur "içim cız etti, ne işim var burada, ben de hata etmiş olabilirim" vs vs demiş... bu muhteşem yanıtı görünce, "bana ne oluyor ki" deyip, bu paylaşımı bırakmıştım ama benim üzerinde durduğum konu apayrı, erkan oğur bile değiştiremez bunu... beni erkan oğur'un söyledikleri de ilgilendirmiyor... yani çıkıp "kendi kendini linç etse bile" yazmak zorundayım çünkü kişi olarak erkan oğur ayrıdır, erkan oğur kavramı ayrıdır...

bu arada; erkan oğur'un bu açıklamasından da hiç hoşlanmadım, belirtmeden geçemedim... "size ne, keyfimin kahyası mısınız!" demesini beklerdim, olmamış...

çok bilindiğini zannettiğim ama zerre kadar da bilinmiyor olduğuna defalarca şahit olduğum bir durumdur şu: bir şeyi yapmak 1000 yıl, yok etmek 1 dakikanızı alır... bu kadar basit bir felsefeye bile hakim olamayan kontrolsüz yada büyük olasılıkla kontrollü bir kitle; el birliği ile her şeyi berbat etti geçti... bravo, aferin... alkışşşşş...

bu kitleden haksız şekilde ciddi tepki gören benzeri çok isim var... en başta timur selçuk... dindar bir sosyalist olduğu için... cem karaca... ülkesine döndüğü için... fazıl say... cumhurbaşkanımız konserine gittiği için... haluk levent... ibo şova çıktığı için... daha çok isim var... şener şen... alev alatlı... ilber ortaylı ve muhtemelen bilmediklerim... barış manço ise 70'lerden günümüze ülkücü kanadın savaşçısı olarak kabul edilmiştir ki alakası yok... barış manço sadece geleneklerine, örf ve adetlerine bağlı idi... ve tabii bıyığı...

bakın; ben oldukça objektif bakarak yazdığımı düşünüyorum ve bir çok sanatçıyı da buraya yazamıyorum örnek olarak çünkü bir kısmı rüzgara göre eğilenler ve bazı önemli değerlere saldırmaya çalışanlardır... burada örnek verdiklerim, kendi özgür hayatını yaşayan ama anormal tepki görenlerdir...

yahu bu insanları üzmeyi başarabilen neredeyse sadece siz çıktınız... bravo... emin olun; cem karaca ülkeden kaçarken değil de, ülkeye dönünce yaşadı en büyük üzüntüsünü...

iptal edilen bir konser vs vs üzmez sanatçıyı... sizin yaptığınız üzer... her iki sanatçıyı da... sadece üzse, bu kadar tantanayı yapmam bile vakit ayırıp da... üzmenin çok ötesinde bu...

erkan oğur ile aynı müzikte bir araya geldiği için olmayacak laflar eden ve ibrahim kalın'a kızan hiç kimseye de tanık olmadım... ciddi biçimde yobazsınız... batı yobazlığından, bilim yobazlığına kadar her türlüsü var...

bu sayede müzisyen ibrahim kalın'ı da tanımış oldum... harika bir eser... harika bir ses... bağlama, kopuz, kemençe, e-bow... ibrahim kalın, erkan oğur, derya türkan...

sanatla uğraşmaya çalışıp da sanatçı olamayanlara, daha önce ağabey dediğine terbiyesizce saldırabilenlere ve gerçek hayatta gıkını çıkaramayıp, sanal alemde kaplan kesilenlere gelsin...

ibrahim kalın.. hiç oldum...

Yorumlar

Popüler Yayınlar

Popüler Yayınlar