eve gelen konser

eve gelen konser - telefunken http://www.brandwaygroup.com/
aslında ben eski plak satanları tanıtacaktım ama olmamıştı... onu da bir dahaki sefere yazarız artık... önce dünyanın en hızlı halini yaşayan nesil demiştim, şimdi de o yazının devamı niteliğinde biraz nostalji yapayım dedim hazır "eski plak" demişken...

apayrı bir zevktir bu eski plakları arayıp, bulmak... hatta bulamamak daha büyük bir zevktir çünkü aramaya devam ederek daha fazla heyecan yaşarsınız... diyelim ki, electric light orchestranın bir lp (33 devirlik long play oluyor bu, yani büyük plak; bir de 45 devirlik ufak plak var) sini arıyorsunuz... ilk girdiğiniz dükkanda kalktınız buldunuz!... olmadı işte bu... 8-9 dükkan dolanıp da bulursanız keyif verir bu iş... 8-9 eski plakçıyı dolaşacaksınız, onlarla sohbet edeceksiniz, çayınızı da içeceksiniz ve bulamadığınız plağı aramak için yine yola çıkacaksınız... bu zevklidir çünkü o esnada aradığınız plağı bulamadınız ama aramadığınız çok güzel plaklar buldunuz ve aldınız!... böyledir bu iş...

yada 2 sene önce piyasaya çıkmış jethro tull lp sinin türkiyeye de gelmesini bekleyeceksiniz... o gelecek bir yerlere... arayıp, bulacaksınız... buldunuz diyelim, büyük ihtimalle alamazsınız o plağı çünkü 1 adet!... herkes dinleyecek onu!... nasıl mı?... tabii ki plakçınız sizin için onu kasete kopyalayacak... bir kaç gün sonra gidip alacaksınız... bazen 15-20 gün sonra gel diyecekler ve siz sabırla ve heyecanla bekleyeceksiniz... izmirde bedri plak vardı bu işin duayeni... jethro tull albümü için beni 1.5 ay bekletmişti...


insanın başına gelebilecek en berbat durumdu yukarıdaki... düşünsenize, en sevdiğiniz kasetinizin içi dışına çıkmış!... bazen öyle berbat olurdu ki bu, en az zararla düzeltebilmek için vidalarını açıp, bantı makaraya çok düzgün bir şekilde yeniden sarmanız ve iş kaba tabiriyle daha da boka sarmadan kaseti yeniden vidalamanız gerekirdi:)... toparlayamayıp, çöpe attığım kasetim bile olmuştu hem de zorla bulunan alan parson's project kaseti!...

şimdilerde ise; en ufak, çözülebilir bir sorun yaşansa bile, çöpe gidiyor!... at gitsin... yenisi var nasıl olsa!...

kalemle kaset sarma durumu son zamanlarda facebookta filan çok çıktı, ona değinmeye gerek yok artık...

karışık kaset isteyecek canınız!... mesela en güzel tangolar... yada ne bileyim, summer hits of 97!... (bu summer hits denen şeyi de anlamış değilim ya neyse) liste yapacaksınız kendiniz istediğiniz parçaları... plakçıya gideceksiniz... o listenize bakacak, elinde olmayanlar çıkacak, onun tavsiyelerine göre yeniler ilave edilecek... kasette boş yer mi kaldı? yarım parça bile olsa oraya alakalı alakasız bir şey yüklenecek:))... e para veriyoruz o kadar, boş kalmasın:)... o zamanlar en sinir olduğum şeylerden biriydi plakçının deep purple kasetinin boş kalan yerine kalkıp da nilüfer yüklemesi... tamam, nilüfer hanımla bir alıp veremediğim yok ama arkadaş bari alakalı bir şey koy oraya!... hadi örneği ters de verelim; nilüfer kasetinin sonuna kalkıp da ian gillan ın eşşek gibi bas bas bağırdığı deep purple konserinden parça konur mu!... ama aynen dediğim gibi oluyordu...

yahu anlatılacak bir şeyi yok ki şimdinin... internetten indir istediğini! (ki hırsızlıktır) yada belli yerlerden parasıyla indir (öyle yapın), kaydet pc ye yada her ne ise işte o müzik dinlediğin... binlerce parça! elinin altında... kesinlikle zevkli değil... asla değil... müzik dinlemek değil bu...

gerçekten müzik dinlemek değil bu... adam gibi dinlemek lazım usulüne göre... müzik dinlemek emek işidir... zordur... gayret ve efor sarf edilmelidir... müziği yapana saygıdır bu... adam uğraşmış, sen de en azından dinlerken uğraşacaksın:)...

http://www.reelprosoundguys.com/
uğraşacaksın deyince şaka yollu, aklıma gerçekten ne kadar çok gayret sarf ettiğimiz geldi eskiden... şimdi çok kolay, her nereden dinliyorsan, istediğin parçayı, tıkla çalsın... istersen sırayla çalsın, istersen random çalsın... çok beğendiğin parçayı istersen üst üste bıkana kadar çalsın... öyle değildi ki kaset dinlerken... mesela şu yukarıdaki makaralı teypte bulup dinleyin bakalım istediğiniz parçayı!... kaç metreydi o bandın uzunluğu? unuttum şimdi... tabii bir kolaylığı vardı onun da... şimdi fotoğrafta göremedim ama sayacı vardı üzerinde... o koskoca banda kayıt tamamlandıktan sonra, oturup, hangi parça hangi rakamdayken başlıyor not ederdiniz ve o kağıt makaranın içinde dururdu... mesela bandın başında sayacı sıfırladınız diyelim, atıyorum, cem karacanın resimdeki göz yaşları parçası diyelim ki 315 de başlıyor ve siz onu dinlemek istiyorsunuz... sayaç 315 e gelene kadar bandı hızlı sarardınız ve oraya gelince başlardınız dinlemeye...

kasetlerde sadece ilk parçayı dinlemek kolaydı... sar başa dinle... ben kasetin b yüzünün 3. parçasını dinlemek istiyordum mesela nedense!... son zamanlarda onu da yapabilen sistemler çıkmıştı ama zaten hemen arkasından zırt diye şimdiki kolaylıklar başladı... yada mesela arka arkaya 8 ayrı kasedin farklı farklı parçalarını dinlemek istiyordum ardı ardına!... hatta diyelim ki 1. 3. ve 6. parçaları dinlemek istiyorum:)... yada ben aynı parçayı üst üste 9 kere dinlemek istiyorum!... hadi bakalım, kolay gelsin:)...

plaklarda kolaydır bu iş... pikabın kolunu dinleyeceğin parçanın başına getir dinle... ama bugün düşününce o bile zor!... pikap salonun karşısında, sen yan gelip uzanmışsın kanepeye!... olacak iş değil valla bugünün teknolojisine iyice alışmış biri olarak, pek uymadı şu anda bana da...


tabii yukarıdaki gibi otomatik olarak bir çok plağı çalabilen sistemler de vardı... hala daha var... daha sonra "jukebox" çıktı... yada daha önce, bilmiyorum... hatta pc ler yaygınlaşınca pc versiyonu da çıktı... wurlitzer idi yanlış hatırlamıyorsam bu müzik kutularını geliştirip yaygınlaştıran... içinde 2000 plak olurdu mesela... daha sonra cd ye döndü... atarsın parayı, dilediğin parçayı seçersin ve senin için çalar, sizin parçanızdır, kız bayılır buna:)... hala daha çok yaygın bazı ülkelerde... tabii kafeler, barlar ve umuma açık mekanlar için... evine alan görgüsüz de olmuştur mutlaka...

wurlitzer demişken, tabii günümüzde de oldukça yaygın aslında ve jukebox ların artık ipod luları var... aslında minicik bir şey olması lazım artık ama eski havayı verebilmek için kocaman yapıyorlar... o da aşağıda... tabii minikleri de mevcut... eski değil bunlar, görüntü aynı ama teknoloji güncel... bir kaç bin pound...


dönelim yine kasetlere... kasetler de geri dönüyorlar, hazır olun... hem de öyle bir dönüş ki!... sony firması 185 terabaytlık manyetik kaset üretmeye başlayacak yakında... belki de başlamıştır... evet, 185 tb lik kaset!... yani 185 bin gb oluyor ki devasa bir boyut... tahminlerin çok üzerinde bir geri dönüş söz konusu... blu-ray dan 3700 kat daha fazla depolama kapasitesine sahip!...

daha önce de belirttiğim gibi, plaklara da dönüş zaten başladı... bu geri dönüş tekrar lambalı radyolara hatta gramofona kadar gider mi bilemem ama "lambalı" deyince aklıma geldi; en iyi gitar amfileri de şu an lambalıdır:)...

şunu da ilave etmem lazım çünkü nostalji yazımız artık tatlı tatlı bitmeli... kaliteden ödün vermeyenler, çok mecbur kalmadıkça o matah bir şey zannedilen "dijitale" hiç geçmediler ki zaten!...

günümüzün en kaliteli hi-end olarak adladırılan müzik sistemlerinin önemli bir bölümü lambalıdır... çok yüksek fiyatlara satılan bu sistemlerin yine önemli bir bölümü analogtur... dijital değildir yani...

bu arada daha önce yazdığım silindirden dijitale adlı yazıyı da dilerseniz okuyabilirsiniz...

plaklar, canlı ve gerçek seslere en yakın sesleri, verebildikleri için çok değerlidirler... kasetlerin de bildiğim kadarıyla çok az bir kısmı dijitaldir yani neredeyse tamamına yakını analog kayıttır... özellikle plaklar kaliteyi arayan dinleyiciler için vazgeçilmezdirler ve bugün de eski plaklar meraklısına ulaşmaktadırlar... görüşme fırsatı bulduğum bir kaç eski plak ve kaset satıcısı "satışların fena olmadığını" söylediler... satıcı dilini doğru tercüme edersek eğer, benim bundan anladığım, satışların iyi olduğu:)...

bir de şu çok önemli aslında; yine benim bildiğim kadarıyla, özellikle 80 li yıllarda bir çok sanatçı albümlerini sadece kaset olarak yayınlamışlardı... yani şu anda bazı önemli sanatçıların belki de tüm eserleri sadece kaset şeklinde olabilir... belki talep olmuşsa sonraki yıllarda cd olarak da basılmışlardır bilmiyorum...

yahu nereden başladım da geldim buralara kadar ben!... gerçekten yazıya başlarken tek amacım türkiyedeki önemli plak ve kaset satan mağazaları yazacaktım... neyse artık o sonraya kaldı...

kaset bambaşkadır... bir bakıma mektup gibidir... şimdi mektup da kalmadı ya!... mektup özeldir... kaset de öyledir... plağa kayıt yapamazsınız... ama kasete yapılır... hem de defalarca... kızlara kaset hazırlanırdı eskiden:)... şimdi aklıma geldi:)... çok güzel bir karışık kaset hazırlardın, verirdin kıza bayılsın diye... gerçi kız bayılınca da bir şey olmazdı... o da ayrı... saftık biz:)...

aslında değişen çok fazla bir şey yok sadece boktan püsürükten, dejenere insanlar olduk; o kadar... değişen bir şey yok çünkü şimdi cem yılmazın oyunları youtube dan izleniyor... eskiden de zeki alasya ve metin akpınarın oyunları kasetlerden dinlenirdi...

özetle; plak ve kaset gerçeğe en yakın sesleri verirler... analogturlar... işin içine dijital yani "yalan benzetme" girmemiştir... günümüzün o "ileri teknolojisi" evet, kabul etmemek mümkün değil, çok temiz ve dilediğiniz dijital efektlerle müzik dinlemenizi sağlayabilir ama en fazla "iyi birer taklittir" o sesler... ben dinlemiyor muyum?... tabii ki sürekli dinliyorum ve şunu da kabul ediyorum çoğu zaman; "evet, dijital çoğu durumda analogdan daha iyi olabiliyor"... ama ben kasetleri gerçekten çok seviyorum...

son olarak şunu da açıklığa kavuşturmakta yarar var, "plak neden daha kaliteli ses versin ki?" diyenler de oluyor... evet, doğrudur, cd sesi çok daha temizdir... ama asla unutulmaması gereken bir gerçek de şudur: bütün kayıt işlemleri tamamlanmış ve sunuma hazır hale getirilmiş müziğin baskı öncesindeki son hali "neredeyse mükemmeldir" fakat o müziği "ufak" alanlara yükleyebilmeniz için "sıkıştırmanız" gerekmektedir... mesela ufacık depolama alanlarına binlerce müzik sığdırılıyor ya günümüzde!... işte o sıkıştırma sayesinde oluyor bu... o ses dosyalarının sonundaki voc, wav, mp3, mid, mod, wmv gibi uzantılar ne anlama geliyor zannediyorsunuz?... plaklarda bu sıkıştırmaya gerek olmadığı için ses bozulmamaktadır fazla ama sıkıştırılan sesler resmen koca bir kağıdın avuç içinde sıkılarak buruşturulmasına benzemektedir... bu sebeple plak diyoruz, manyetik bant diyoruz ve istiyoruz... nostalji yapmıyoruz aslında...

akla uygun olmayan hiç bir konuda eskiye özlem duymaya da hiç gerek yok... bazı konularda belki eski iyi idi... ama bir çok konuda yeni iyidir... geçmişe değil de geleceğe bakmak lazımdır... sadece dejenere olup, bayağılaşmanın anlamı yok...

Yorumlar

Popüler Yayınlar

Popüler Yayınlar