kuan

müzik grubu
kuan

demircan demir ve barkın çoruh tarafından 2011 yılında başlayan bir yolculuk kuan.. önceki isimleri kök idi... bir süre fırtına gibi estiler ama önce ara verdiklerini düşünmüş olmamıza ve uzun süre beklememize rağmen, ses seda çıkmadı... bir araya geldiler mi? şu an yolculuk devam ediyor mu? işin gerçeği kesin bilmiyorum ama bildiğim tek şey var; hala esiyor kuan... esmemesi de mümkün değil çünkü o kadar farklılar ki, bir yandan esintiye kapılanın kendisini kurtarması mümkün değil, diğer yandan, aradan on yıl geçmiş olmasına rağmen, her gün kendilerini yeni keşfedenler hiç de az değil...

yukarıda şu an devam ediyorlar mı? bilmiyorum dedim, bana sorarsanız etmiyorlar aslında... ama aynı zamanda da ediyorlarmış gibi görünüyorlar.. etmiyorlar dememin sebebi; yar, har, dem ve gam ile 2015 yılında kaldı kuan.. sonrasında o albümlerin canlı performansları ve o albümlerde yer almayan eski çalışmalarla canlı kalmayı başardılar... benim aynı yazı içinde farklı ifadeler kullanmamın sebebi anlaşılmamış, açıklayayım istedim.. evet, aktifler ama gam sonrası gelmedi...

tam 10 yıl oldu kuan ile tanışıklığımız, az önce kuan ile yeni tanışan ve tanıştığına çok memnun olan insanlara tanık oldum... ekşi sözlükte haziran 2021 tarihli paylaşımlar olması çok önemli... haklarında bir şeyler karalamış mıyım acaba diye kontrol ettim, kontrol etmekle kalmadım, hayret de ettim... bu blogta kuandan hiç bahsetmemişim, çok tuhaf geldi... kendimce çok büyük ayıp... bunun sebebi; vakti zamanında çok farklı ortamlarda, tartışma platformlarında ve özellikle forumlarda fikir teatisinde bulunmuş olmam... neyi nereye yazdım? burada ne yazdım? bilmiyorum yada hatırlamıyorum işin gerçeği:)).. komik ama öyle.. komik de değil, yaşlılık işte bildiğin:)..

underrated müzisyen, grup vs vs say bir kaç tane derseniz, ilk söyleyeceğim gruptur kuan.. hiç bir nane hak etmediği halde göklere çıkarılıp, inatla ve zorla orada tutulan "overrated"lerin dünyasında underrated olabilmek ve öyle kalabilmek apayrı bir yetenek ve maharet ister... şu aşırı zırva günümüz dünyasında underrated olabilmeyi başaranlarla karşılaşsam, önümü ilikler, saygı duruşunda bulunurum...

sadece müzik dehaları "underrated" olabilmeyi başarabilirler... bu böyle biline..

büyük bir özenle anormal derecede berbat işler ortaya koyup; number one, süper ultra mega star vs olabilenlere de saygım çok büyük aslında... yani her iki uca da helal olsun.. ben kimsenin hakkını yemek istemem... aşırı berbat işler ortaya koyabilmek de maharet ister... gerçekten ciddiyim, dalga geçmiyorum.. bakıyorsun; müziği gerçekten yalamış yutmuş ama mecburen zar zor da olsa berbat bir şeyler ortaya çıkarmak zorunda olan müzisyen sayısı tahminlerin çok üstünde...

düşünsenize; albüm hazırlıyor ama kalkıp iyi olacağı tutuyor albümün!... al başına derdi... uğraşıp, iyice bozmak için de ayrıca çaba sarf etmen gerekiyor takdir edilebilmesi için.. zor iş.. neyse..

bir de "hadi bir şeyler yapalım" diye işe koyulup da istese de istemese de her zaman iyi işler ortaya koyanlar var.. kuan gibi... müzik bence doğaçlama olduğu için, önce şöyle iyi bir doğaçlama paylaşayım.. odtü konserinden..



ben kuan dedim, demircan demir ve barkın çoruh isimlerini yazdım ama yukarıda bahsettiğim gibi; kuan aslında bir yolculuk ve yolcusu da az değil... bir çok sanatçı kendilerine az yada çok eşlik ettiler.. bildiğim en önemli ve kendilerine ilk katılan uzun soluklu isimler; tahir ayne, çağrı akoğlu ve macithan terzioğlu... santur, ney, bansuri (afgan yada pakistan çalgısı), kemeçe, didgeridoo (avustralya çalgısı ve eğer bir benzeri yoksa başka, yukarıdaki tuhaf çalgı) ve handpan gibi enstrümanları da sıklıkla kullanan kuan aslında anadolu müziği yapan bir oluşum... psychedelic anadolu müziği bence...

yine bir ilave... bu tip gruplar ve müzisyenler hakkında kolay kolay bilgi sahibi olamazsınız... mümkün değil... ben, resmi ve güvenilir olmayan hiç bir bilgiyi burada paylaşmıyorum... yukarıda adı geçen müzisyenler, farklı farklı meslekleri yada eğitimleri olan kişiler... mesela bu yazıyı okuyup da "demircan demir kimmiş ki" diye merak etse biri, asla öğrenemez... deneyin görün... youtube kanalları, instagram ve facebook sayfaları, spotifylar, bilimum sözlükler vs vs havada uçuşur ama siz yine de tanıyamazsınız bir türlü demircan demir'i... eskiden çok umursardım ama artık umursamıyorum.. çok değil, 3-5 yada 10-15 sene sonra ortada kuan filan kalmayacak çünkü bilgi yok... farkında mısınız? onu da bilmiyorum ama "bir zamanlar kuan vardı" bile denemeyecek.. denemez çünkü bizde uzun soluklu, temeli sağlam database kıvamında köklü ciddi platformlar da yok, bu gruplara ve müzisyenlere ait "resmi" bilgi de yok...

barış manço hakkında da yok mesela:).. inanmıyorsanız, gidin bakın..

işin gerçeği müziğin bile kayıt altına alınmasına sıcak bakamayan, müzik bir zamanda ve bir mekanda yapılır, o anı yaşayan yaşar diyen biriyim ama bu değerlerin de 8-10 yıl içinde yok olup gitmelerine gönlüm razı değil... aklıma gelen tek bir örnek vereyim, geçeyim çünkü artık gerçekten umursamıyorum...mesela sadece tek bir albüme sahip olan italyan prog rock grubu semiramis, sadece ilgilisince bilinir.. semiramis üyeleri bile "aman kalıcı olalım" dememişlerdir... ama prog rock sayfaları, kitaplar, dergiler hatta araştırma enstitüleri yaşatır semiramis'i... sürekli bu konuya dikkat çekmemin sebebi budur... ülkemizde yok böyle bir şey...

kuan beni psychedelic ruha sahip olduğu için, bitmek bilmeyen bol doğaçlamalı hikayeler anlattıkları için cezbetmişti ve şans eseri ilk günlerinden beri de tanırım kendilerini... şans eseri dememin sebebi; kendilerinden hiç haberdar olmamak o kadar olağan ve kolay ki!... bir şekilde tanıma fırsatı bulmanız, tamamen şansınızın yaver gitmiş olması anlamına geliyor..

ben paylaşım yapıyorum, 10 yıldır da dinliyorum ama kuan hakkındaki bilgim çok sınırlı...

bildiğimi yazıp, kısa keseceğim çünkü müzikleri fazlasıyla yeterli ve amacım da sadece şimdiye kadar kuan ile tanışma fırsatı bulamamış olanlara "bakın böyle bir şey de var" demek...

çok da ilginç bir şeye tanık oldum, bulabilsem alıntı yapacağım ama nerede okuduğumu da unuttum; sıkı kuancılar, kuan'ın daha geniş kitlelerce dinlenmesini, tanınmasını da istemiyorlar... umarım kaş yapayım derken, göz çıkarmıyorumdur... bana göre, tam tersi herkes dinlemeli kuan'ı ve sayıları çok az da olsa benzerlerini...

yazdığım şeyler yanlış bile olabilir.. müziklerini dinleyin, uyarsa size, zaten yapışır kalır üzerinizde:)... tam bunu yazdığım anda karşıma harika bir video çıktı... radyo fil (radiofil?) programı.. aralarda bol doğaçlamalar serpiştirilmiş halde gün gelir, suyun öyküsü, söyle, al cenneti ve sen candan geçmeden... dikkatli olun, transa geçmeyin...bir de şu program var.. onu da izleyin...


şu "özgün müzik" diye bir zırvalığın daniskası çıkardılar ya!... sanki yeni çıkmış gibi oldu böyle yazınca, şöyle kabaca bi 30 yılımı yedi diyebilirim... ne demek arkadaş özgün müzik??.. ben anadolu pop ve anadolu rock zırvalıklarını hazmedememişken, üstüne çok daha saçma sapanını çıkarmıştı kim çıkardıysa.. yahu koskoca alimler alimi google bile kem küm ediyor "özgün müzik nedir?" diye sorunca... muhtemelen google'ın bilemediği -daha doğrusu, yapay zekasının bile anlayamadığı- tek şeydir bu zırvalık...

"özgün müzik" gerçekten varsa -ki emekle yapılan her sanat eseri zaten özgündür-; alın buyrun size özgün ve özgür müziğin gerçeği.. kuan..

kuan gibi grupları/müzisyenleri yazarken o kadar rahat oluyorum ve her şeyi yazabiliyorum ki!... bunun sebebi gerçek sanatçıların her türlü kompleksten uzak olmaları ve aslında ortaya koydukları eserden emin olmaları... yani eğer gerçekten ortaya iyi bir şeyler çıkarabiliyorsanız, umursamaz oluyorsunuz... kuanı kime dinlettiysem, beklediğim tepkiyi alamadım... ayıp olmasın diye "aa iyiymiş" deyip konuyu kesenler vs vs... vokali çok kötü bulanlar:))... şarkı söylemeyi bilmiyor diyenler:)).. sesi tuhaf, çok sigara içmişler:))...

bir pop star hakkında paylaşım yapsam, bunları yazabilir miyim?... mümkün değil...

yahu biz kuancılar o vokale hayranız en başta..

o kadar önemli bir kriter ki günümüzde "beğenilmemek"... ben sanatçı olsaydım, kesinlikle çok fazla beğeni istemezdim... aldığınız beğeni, sahip olduğunuz fanatik, takipçi, hayran vs vs vs ne kadar çoksa, o kadar berbatsınız demektir... bu da biline...

aklıma instagramda "takipçi kasma peşinde koşan" müzisyenler geldi şimdi... arkadaş yapmayın... yemin ediyorum yapmayın öyle şeyler... doğal seveniniz neyse, o olsun... bırakın; 40 seveniniz olsun, kafidir... 4 milyon da olabilir, doğal ve samimi, içten, candan olduğu sürece tabii ki güzel bir şey...

konserinize 200 kişi zar zor geliyorsa, ben ne yapayım o 40 bin takipçiyi.. de mi?...

bu yazı; kuan'dan çok under yada over "rating" üzerine oldu ama gerçekten kuanı anlatmaya gerek yok... izleyin, dinleyin, enerjiniz tutuyorsa, elektrik aldıysanız ve özellikle kuan'ı taşıyabilecekseniz:)))... mutlu bir birlikteliğiniz olur allah'ın izniyle.. kuan'ın "çok dinlenelim, herkes bize bayılsın" diye bir derdi yok... o derdi taşıyan benim sadece...

enerjiniz tutuyorsa demem öylesine değil... kuan enerjisi uyumlu kişilerce sevilebilir çünkü frekans denen şeyi bilerek, bilinçli kullanan müzisyenler... özellikle demircan demir bu konuya özel önem veren bir kişi.. bu konuda nerelerde kaç farkındalık çalışması yaptılar bilmiyorum ama örneğin manisada böyle bir çalışmaları olmuştu..

gündelik hayatımızın akışı içinde, sesleri ve frekansları çok nadiren fark ederiz... belki işten eve giderken kulaklıkla dinlediğimiz ya da sağda solda duyduğumuz müziklerden ibaret kalır bunlarla ilişkimiz... halbuki ses, frekans ve ritim üzerine farkındalık geliştirmek, bilinmeyen bir âlemin kapısını aralamak gibidir... bilinmezlerin ilmi olarak müzik, bu kapıyı aralamak için ilkel kabilelerden günümüze kadar çağlardır geliştirdiğimiz en kıymetli yol...

böyle söylemiş demircan demir ama nerede söylemiş? onu bulamadım.. önemli bulduğum için bir kenara not etmişim... o kadar önemli bir konu ki bu frekans.. müzisyenlerin çok büyük kısmının dikkate almadığından eminim ama silah üreticileri bu konuda akla hayale sığmayacak projeler üzerinde çalışıyorlar, bundan da eminim... daha doğrusu biliyorum.. dünyayı zerrelerine ayırmak da mümkün, insanları delirtmek de... her şey mümkün ve her şey frekans.. kuan da bu bilinmezlerin ilmine vakıf... bu sebeple her kuancının klişe lafıdır: "çok geç keşfetmişim ve bırakamıyorum"...

her şeyi bir kenara bırakın; günümüz insanı öyle oturup da 19 dakika 25 saniye süren bir parçayı dinlemez... afakanlar basar... günümüz insanı zaten oturup da 19 dakikalık müzik yapmaz... çocuk bile olsa o müziği yapan; ruhu dinosaurustur kesinlikle... yada enkarne filandır... 15 saniye geç gelen pizza cinayet sebebi yahu günümüzde... sanki pizzayı vaktinde yese, uzaya mekik oturtacak... neyse... benim gibi değişik cinsler dinler 20 dakika bitmeyen müziği... klasikçi, progçu, doğaçlama manyağı ve sayko takımı dışındakilerin dinleyeceği şarkı taş çatlasın 4 dakika 11 saniye filandır... bir de arap ve hint müzikleri bitmez çünkü öykü anlatır, destan anlatır hatta...

kuan

benim için kuan canlı performanstır... ama doğal olarak albümleri de çok önemli... kuan yanlış hatırlamıyorsam 2015 yılında bıraktı bu işi ama galiba 2016 yılında yeniden bir araya gelmişler... ben farkında değilim... yada geleceğiz demişler ama eskisi gibi devam edememiş yoluna... bu arada şunu belirteyim; kuan aslında hiç bir zaman tamamen bitmedi.. farklı yerlerde, mekanlarda canlı konserlerine çok rastladım...

2011 ile 2013 yıllarında; yar, har, dem ve gam albümleri çıktı... 2015 yılında da kuantüm albümünü çıkardılar ama bu albümde önceki dört albümün tamamı var... 2015 yılında iki albüm daha çıkardılar: fil ve baksı...

bu arada; nedense kendilerine ait youtube kanalında, yar albümünün adı yol olarak geçiyor... sebebini bilmiyorum...

2019 yılında da canlı kara fil albümünü çıkarmışlar, bu albümü bilmiyordum... bilmediğim bir albümleri daha çıkmış; obsesions...

spotify/kuan

kuan; hem anadolu deyiş ve nefeslerini, hem de kendi eserlerini seslendiren bir grup ve bildiğim kadarıyla kompozisyon ve düzenlemeler demircan demir'e aitler... tamamı olmayabilir... demircan demir de kendine ait çalışmalara sahip... vukuat ve zuhurat olmak üzere iki albümü bulunuyor.. bunun yanında kasap havası filmi için yaptığı müzikler de altın koza festivalinde en iyi film müziği ödülünü aldı.. farklı sanatçılarla birlikte yaptığı bir çok çalışma da var... mesela erkan güleryüz ile bir çalışmasını hatırlıyorum... daha doğrusu hatırlayamıyorum ama vardı...

yine bir ekleme; bu paylaşımda kuan adı altında bahsettiğim tüm müzisyenlerin de kendilerine ait farklı çalışmaları var... işin o kısmını size bırakıyorum... "resmi" sayfaları olsaydı, verip geçecektim ama artık arayıp bulun..

tam bitireyim derken, aklıma sürekli bir şeyler geliyor.. tahminimce kuan çok fazla sayıda yayınlanmamış, hiç bir albümde yer almamış esere sahip ve sosyal medyada zaman zaman paylaşıyorlar... bir çoğunu dinledim, tam kıvamında kuan kokan çalışmalar hepsi de... emin değilim ama bu eserleri de bir albümde toplayacaklar gibi bir bilgi de dolaşıyor... yada topladılar ama ben bilmiyorum:))..

çok az bilgiyle bu kadar çok şey yazabildim ya!.. bazen kendime de saygı duymuyor değilim:)... ben harika bir çalışmaları ile bitireyim artık... vakit buldukça eksiğini gediğini tamamlar, hataları düzeltirim artık... zaten siz boşverin eksiği gediği, hatayı filan, kuan dinleyin... ben yana yana paylaşayım canlısından ve bitireyim...


Yorumlar

  1. Bir kaö gün önce arkadaşım tavsiye etti bu grubu ve ilk dinlediğimde hiç sevmemiştşm ama şimdi sürekli dinler oldum. Yazdığınız gibi enerji ve frekans çok önemli galiba gerçekten. Sanki bu arkadaşları dinlerken çok daha yaratucı oluyorum. Tezimi bitirmem lazım, ister inanın, ister inanmayın ama gerçekten yazma hızım kat kat arttı! Ve çok sevdim müziklerini. Demek ki ilk izlenim yanlış olabiliyormuş. Bilmiyorum diyorsunuz ama en kapsamlı bilgi de sizde. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler güzel katkınız için... kuan için benzer yorumu yapan o kadar çok ki:)... var bir frekans durumu:)...

      Sil
    2. Arkadaşlar ben hem Demircan Demir ile hem de Barkın Çoruh ile tanıştım. Aşk Yaa Huu 'Ben yana yana' falan diye kendilerini pazarlayorlar ancak bir kadın olarak deneyimim gayet kaba saba sert ve inceliksiz insanlara yukarıdan bakan bir tavırları var. Ayrıca bunlardan Barkın da bir kaç genel söylenceye gore belalı karanlık ilişkileri bulunan son derece tehlikeli bie kişilik. Ekşi sözlükten okuyunuz

      Sil
  2. BU VOKALİMİ BEYENMİYOLAR!! BEN AŞIK OLDUM BE!

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar

Popüler Yayınlar