nilipek

nilipek
benim yıllar önce yaptığım bir paylaşım vardı, öyle kenarda dururdu ve sayfa istatistiklerinde şimdiye kadar hiç adını bile görmemiştim o paylaşımın... yani anlayacağınız hiç kimsenin zerre kadar ilgi ve alaka göstermediği bir paylaşım idi zıplayan pire ukulele... ukuleleyi çok severim ben... hiç beklenmeyen bir etkisi vardır... oyuncak gitarlar var ya plastik? işte onlar gibi bir şeyi andırır... ben de hadi şu ukuleleyi de yazayım demiştim 2014 yılında ve yazmıştım az biraz... bir de o paylaşımı yaparken olağanüstü yetenekli bir çok ukulele virtüözü keşfetmiştim ve nerdeyse hepsi de kadındı ve ukuleleye değen kadın eller diye de ayrı bir paylaşım yapmıştım... her iki paylaşımı da inceleyin derim çünkü bu enstrüman ve onu çalanlar nedense hak ettikleri ilgiyi görmüyorlar...

velhasıl-ı kelam, haydaaa bu ifadeyi de hiç kullanmazdım ben nerden çıktı!... birden yaşlanıyormuyum neyim!... :) hakikaten nerden çıktı, neyse, yani sözün özü şu; bu iki paylaşımı şimdiye kadar hiç umursayan olmamıştı... dün birden bire -her ne olduysa-benim zıplayan pire birden başladı zıplamaya:)... hayatında hiç muhattap olmadığı ilgiyle karşılaştı... girip okuyanlar da her nedense hep avrupadan!... her neyse, bu sizi ilgilendirmiyor tabii, bizim avrupalı türklerden biri paylaştı herhalde... ve herhalde oldu bir şeyler ki, facebook ta incelediğimde, bir çok kişinin "aaa ukulele diye müzik aleti varmış, anlamı zıplayan pireymiş" gibi şeyler yazdıklarını gördüm:)... yahu arkadaş hadi pireyi ve zıplayıp zıplamadığını çok kişi bilmez, normaldir de ukuleleyi de mi hiç duymadın... neyse...

insan kıytırık da olsa bir blogla uğraşıyorsa, ister istemez merak ediyor tabii ne oldu diye ve ne olup bittiğini anlayayım derken, bir de ne göreyim!? nilipek!... biraz kurcalayınca kimmiş nilipek diyerek, anladım ki, daha doğrusu hatırladım ki, nilipek i ben az da olsa tanıyorum... nil ipek hülagü olur kendisi ve 7 pink floydlar ve n prenses grubunda vokal yaptığını ve aynı zamanda başka bir grupta da bas gitar çaldığını bilirim... bütün bildiğim ve hatırladığım da budur... 7 pink floydlar ve 2 prenses oldu bu grubun adı çünkü grubun ilk kuruluşunda 7 pink floyd vardı ama kaç tane geri vokal prenses olacağı belli değildi... 2 oldu nihayetinde ve çok iyi bir pink floyd tribute band doğmuştu... ben açık söyleyeyim, bu grubun adını pek sevemedim, yaz yaz yada söyle söyle bitmeyen tuhaf bir grup adı olduğu için kısaca 7pf2p denirdi... bir süre uzak kaldığım için bilmiyordum devam edip etmediklerini, ediyorlarmış ve şansa bakın daha dün gece kadıköy sahnedelermiş:)... çok sevindim... 7pf2p yi de anmış ve hatırlamış olduk bu sayede... o minik ukulele nelere kadir:)...

işte o nil ipek hülagü yıllar sonra karşıma ukuleleye eli değen yeni kadın nilipek olarak çıktı... çok sevindim... sesi de çok güzeldir ve çok güzel söyler... sağı solu kurcalarken izlediğim ilk videosunda ukulele macerasının nasıl başladığını anlatmış, önce onu paylaşayım... daha doğrusu aşağıdaki video, bir playlist ve akustikhane performansının tamamını içeren toplam 12 video var... bu açıklamayı her zaman yapma gereği duyuyorum çünkü doğal olarak izleyen dikkat edemeyebiliyor... nil ipek hakkında bir çok bilgiye ulaşabilirsiniz özellikle sohbet videolarında...



yukarıdaki akustikhane performansında hande yener e ait kibir ve ayyuka cover ı havada bir hinlik var parçalarında ukuleleyi dinleyebilirsiniz... ayyuka harika bir gruptur... hande yener e ait kibir de gerçekten çok hoş bir parçaymış...
lise son siniftaki pek seker sinif baskanimdi kendisi. kimseye duyulmayan sessiz bi saygi vardi kiza o haylaz sinifta. sarkilarindaki narinlik, berraklik, samimiyet neyse kendisi de oyledir. hani herkesin sevdigi tipler vardir ya lisede, al iste al nilipek'i vur onlara. sagolsun sarkilariyla insanin ruhunu oksuyor simdilerde.
eski bir sınıf arkadaşı olan ekşi sözlük yazarı böyle yazmış... ekşi sözlüğe bayılıyorum ben gerçekten:)... çoğu zaman en nokta atış bilgiye oradan ulaşıyorsunuz... kendisi hakkında yapılan yorumların neredeyse tamamı bu şekilde ve çok sevilen biri olduğunu anında anlıyorsunuz...

çok güzel sesi var ve çok da iyi söylüyor nil ipek... bunu yazmıştım zannedersem ama katmerli olsun... ben ukulele sebep olmasaydı, belki de hiç haberdar olamayacaktım... ukuleleye de bir teşekkür edelim şimdi... bu arada, şunu da belirteyim, akustikhane gibi kanalları da sürekli takip etmekte yarar var...

ben klavyelere de bayıldım... ozan tekin çalmış tüm klavyeleri... tabii ekip olduğu gibi işinin ehli... gitarlarda can aydınoğlu, bas gitarda tufan büyükgüngör, davulda da berkay küçükbaşlar var... benim klavyeleri beğenmemin sebebi büyük ihtimalle ön plana çıkıyor olması müzikte...

nilipek i takip edip, bilgi almak için facebook ve youtube sayfasını incelemenizi öneririm... gerçekten ilginç sosyalmedya isimleri kullanıyor...

facebook.com/nilipekseveriz
youtube.com/nilipekkimki
spotify

bandcamp sayfasından da dijital albümünü satın alın mutlaka... bunun yanında, mağazalardan da bulabilirsiniz...

1988 doğumlu... en güzeli de izmir doğumlu:)... hemşehricilik yapayım biraz... boğaziçi üniversitesi rehberlik ve psikolojik danışmanlık mezunu... sonra gitmiş maastricht üniversitesinde biyolojik psikoloji okumuş... (o da ne yahu?) galiba sonrasında da bahçeşehir üniversitesinde sinema ve medya doktorası yapmış yada yapıyor... bu bilgiler hatalı olabilir...

güzel müzik yapıyor, besteliyor, çalıyor, söylüyor... ukulele sayesinde haberdar oldum, ukuleleli bir parçayla bitireyim...ben performanslarını izlerken kate bush geldi aklıma hep, onu da ilave edeyim:)...

nilipek & can kazaz - her gece (mirkelam cover)



nilipekin ilk albümü sabah yaklaşık iki sene önce yayınlanmıştı, yukarıda bağlantısını verdiğim albüm oluyor sabah... bir kaç gün önce de yeni albüm döngü itunes üzerinden ön satışa girdi... aşağıdaki bağlantıdan albüme ulaşabilirsiniz... şu anda sadece tek parça dinlenebiliyor, koşuyolu... 1 aralıktan itibaren albüm yayında olacakmış...

https://itunes.apple.com/us/album/döngü/1309573582
Albümünün adı niçin Döngü?
Çünkü albümün hikayesi hayatımızda kendini tekrar eden döngülerden ilham alıyor. Kendi hayatlarımızda küçük masallar ve fabllar yaratıyor; çevremizdeki insanlara onların haberleri olmadan roller biçiyoruz. Bunları biz yapıyoruz yapmasına, ama bütün bunların yarattığı döngünün yine kurbanı oluyoruz. İşin kötü tarafı, hayat git gide daha hızlı değişiyor ve hayat değiştikçe bu döngülerden çıkılmıyor. Tam tersi döngüler küçülüyor ve tekrar tekrar aynı şeylerle karşılaşmaya başlıyoruz. Hafızamız git gide zayıflıyor, kontrolümüzün dışına çıkan, ama aslında tekrar eden olayların içinde yolumuzu bulamıyoruz. Albüm bunu anlama sürecini hikayeleştiriyor. Döngü 1 ve Döngü 2, aslında hikayeyi anlatan, daha doğrusu hikayeyi karaktere hatırlatan şarkılar.


Yorumlar

Popüler Yayınlar

Popüler Yayınlar