yeniden jazz semai

jazz semai
türkiye uzun yıllar boyunca bu albümü beklemişti!... şimdi de aynı albümü dört gözle bekliyoruz!... caz ülkemize ne zaman girdi tam olarak bilmiyorum -neden bilmiyorum ki! diye kızdım şimdi kendime! hiç aklımdan geçmemişti bu soru! bu yazı bitmeden biliyor olmam lazım- ama "caz albümü" kavramı jazz semai ile girdi... bereket onu biliyordum:)... 1978 yılında çıktı ilk caz albümümüz halbuki 78 in çok öncesinde vardı caz müzisyenlerimiz tabii ama sonuçta cazımızın babalarına yakışıyor tabii bu gurur...

caz gibi caz yapan cazımızın babaları yani erol pekcan, tuna ötenel ve kudret öztoprak imzalı ilk caz albümümüz caz semai, bence günümüze kadar zirveyi korumayı başaran harika bir albüm... caz gibi caz yapan deyince, şunu da araya sıkıştırmak zorunda hissettim, son dönemlerde, olur olmaz her naneye caz denemeye başlandı!... tabii isim vermek ve haddimi de aşmak istemem ama cazdan başka her şeye benzeyen bir takım zırvalıklar caz adı altında değerlendirilir oldu... neyse... onların isimlerini veremem ama caz semainin yaratıcılarına göğsümü gere gere caz devlerimiz diyebilirim çünkü cazı onlarla tanıdık, onlarla cazı sevdik ve hala onları dinliyoruz cazı caz gibi...

az önce bir haber aldım, onun üzerine yazıyorum bu yazıyı... haberi okurken aklıma da oldukça eski bir anım geldi, anlatayım hemen:)... yanlış hatırlamıyorsam, 1997 yılı idi, izmirin eski plak da satan büyük sahaflarından birinde, pikabım olmamasına rağmen, sırf hastası olduğum için plaklara bakıyordum... dinlemesem de bulunsun elimde anlamında!... hala daha plak olayından kaçan biriyim çünkü o işe dalarsam derin denizde boğulacağımı çok iyi biliyorum... neyse... o yıllarda kültür seviyesi yerlerde sürünmeyen bir toplum idik... ben plaklara bakarken, ilk jazz semai albümünü görmüştüm ve elime almıştım... jazz semai bir elimdeyken, diğer plakları inceliyordum... yes, deep purple, electric light orchestra, jimi hendrix hatırladıklarım, hatırlayamadığım daha yüzlercesine bakarken, jazz semai elimde tabii... onu mu alayım, bunu mu, şunu mu diye dalgın dalgın bakarken, adamın birinin heyecanla sağımda solumda dolandığını fark ettim... gıcık oldum tabii... bir süre böyle geçti, en sonunda ben bir ara elimden bıraktım jazz semaiyi ve adam kaplan gibi atlayıp ele geçirdi plağı!... bende yalan yok, zaten ben emerson lake palmer alacaktım ve öylesine bakıyordum!... ben onu aldım sonunda ve şimdi fiyatını gerçekten hatırlayamıyorum ama bol sıfırlı paramızla galiba 50 milyon idi... bugünün 50 tl si... adam jazz semai plağına benim verdiğim paranın tam 12 katını vermişti! (aslında bu albümün ilk basımı için çok az)... 12 kat konusunu çok iyi hatırlıyorum, unutmam mümkün değil... adam dükkandan çıktıktan sonra satıcıya sormuştum hemen neden o plak o kadar pahalı diye... cevabı ben yıllar sonra kavrayabildim!... o adam plak kolleksiyoncusuymuş ve çok nadide bir eseri o gün benim çevremde dolana dolana ele geçirmiş:)... ben o koleksiyoncunun o halini mümkün değil unutmam... valla bilsem hemen verirdim:)... yazık adamcağızı çok terletmişim meğer:)...

az önce 8 kasım 2016 tarihinde bu albümün yeniden piyasada olacağı haberini okurken aklıma geldi bu yaşadığım... evet, jazz semai 38 yıl sonra yeniden basılmış! ve 2 gün sonra satın alınabilecek... tabii yine rainbow 45 records ve yine muhteşem bir albüm!... jazz semai... rainbow 45 records sayfasından yada müzik marketlerden mutlaka ama mutlaka satın alın derim, boşuna hatıralarımı anlatmadım yukarıda!... adam 12 kat para verdi:)... ben 12 de biri ile emerson lake palmer aldım!... sakın kaçırmayın jazz semai albümünü... daha önce cd formatı da basıldı ama plak apayrı değere sahip...

albüm çıkacağına yakın zamanda pek paylaşım yapmak istememiştim ama sonradan araya ekleyeyim dedim... harika parçalar...



caz sevgisi ile dolu olan her yaştan insana hitab edebilecek bir albüm jazz semai... ne yazık ki bu üç caz ustamızdan sadece tuna ötenel hayatta ve kendisine sağlıklı ve mutlu upuzun bir ömür diliyorum... albümde piyano ve saksafon çalan tuna ötenel üstad, aynı zamanda tüm parçaların bestecisi olması sebebiyle de önem taşıyor... sadece tek bir anonim eser ona ait değil... davulu çalan tabii ki erol pekcan... kudret öztoprak ise bas ve perküsyon çalıyor...

kayıt ve orijinal mix çalışması ümit eroğlu tarafından yapılmış olan bu plak 1978 yılında nino varon tarafından yayınlanmış... yeni basımda benim bayıldığım bir yenilik de var; plağa 4 sayfalık bir ek ilave edilmiş ve bu ekte bu ustalarla çalışmış olan ve onlardan ilham alan caz sanatçılarımızın jazz semai ve ustalar hakkındaki düşünceleri olacakmış...

tuna ötenel hayranı biri olarak açıkça ifade etmem gerekiyor ki; ben tuna öteneli çok geç tanıdım!... ne yazık ki kudret öztoprakı da çok geç tanıdım!... erol pekcan ise çocukluğumdan tanıdığım bir yüz ve ses:)... davul çalan bir ustayı yüzünden ve sesinden tanımak bir çocuk için çok önemli... her üç ismi televizyondan, daha doğrusu o eski trt den tanıyoruz ama erol pekcanı radyodan da tanıyoruz ve o dönem benim çocukluğuma denk geliyor... her üç müzisyen de cazın tanınması, sevilmesi ve yaygınlaşması açısından çok önemli ama erol pekcan daha ön planda idi... yakın tarihimizde ise tuna ötenel bir çok genç cazcıya ilham vermiştir...

yeni çıkacak bir albümü paylaşmayı doğru bulmamakla birlikte, baktım ki her yerde bol bol mevcut!... fikir vermesi açısından paylaşayım dedim... zaten bu albümü alacak müziksever mutlaka satın alır... içim o yüzden rahat... gerçekten 38 sene sonra da en iyilerden biri jazz semai...



iki gün sonra (hatta ben yazarken bir gün oldu) albüm çıkacağı için, hızlıca yazdım ve hemen paylaşıyorum... daha sonrasında üzerine çok fazla şey yazılabilecek bir albüm jazz semai ve tabii usta cazcılarımız da öyleler... şimdilik bu kadar diyeyim...

Yorumlar

Popüler Yayınlar

Popüler Yayınlar