duo carmesi

duo carmesi (fotoğraf: fatma gültekin)
uzunca bir süre önce, belki iki üç sene önce, sadece isimlerini duymuştum duo carmesi olarak; ilgi çekici ve zarif gelmişti bu isim... şimdi anlıyorum ki, zaten o zamanlarda çok genç bir piyano ikilisiymiş duo carmesi... yanlış hatırlamıyorsam, unicef yararına bir resital idi ve eğitim için verilen bir destek konseri idi... eğitime destek zaten başlı başına üzerinde durulması gereken bir konu ama tabii bir "libertango" hastası olarak, benim en çok dikkatimi çeken konu, duo carmesinin bu resitalde astor piazzolanın "iki piyano için tangolar" ını çalmış olmaları idi... duo carmesi ye ait libertango yorumunu da yukarıda bağlantısını verdiğim paylaşımdan izleyebilirsiniz...

carmesi, aynı zamanda benim en çok sevdiğim renklerden biridir... çok detayına girmeyeyim, aslında oldukça derin de bir konudur ama crimson desem yeter... ingilizcesi crimson olan rengin ispanyolcasıdır carmesi ve coccoidea familyasına ait kermes bilmem ne türü bir böcüden elde edilen pigmenttir... önemli bir pigmenttir ve hatta son yıllarda bazı içeceklerin içinde böcek var şeklinde kafalara dert edilmiş bir gıda boyasıdır:)... anladınız?... işte o muhteşem güzellikteki renktir carmesi...

2012 yılında kurulmuş oldukça genç bir piyano ikilisi duo carmesi... bilkent üniversitesi, sahne sanatları fakültesi, piyano bölümünden mezun olan nurlan bağırov ve çiğdem çilesiz tarafından kurulmuş...

yurt içinde ve uluslararası organizasyonlarda konserler veren çok başarılı bir piyano ikilisi duo carmesi ve daha önce belirttiğim gibi, benim dikkatimi çekmiş olmalarının ilk sebebi astor piazzolanın iki piyano için tangolar adlı çalışmasını seslendirmiş olmaları ancak bu paylaşımı yapmamın sebebi tabii ki bu değil... çok dikkat çekici bir ikili duo carmesi ve piyano açısından bence çok önemliler...

bilkent üniversitesi öğretim görevlisi şair ahmet özerin patika dergisinde kendileriyle yaptığı "gençliğinin baharında iki seçkin piyanist" başlığı ile yayınlanan söyleşi ve facebook sayfalarında paylaştıkları bilgiler haricinde elimde fazlaca bilgi olmamasına rağmen, özellikle söyleşideki ifadelerden anladığım kadarıyla, yakın gelecekte çok fazla ön plana çıkacak gibiler... hatta ben şu anda bunları yazarken çıkmış da olabilirler...

duo carmesi/facebook

piazzola beşlisinin piyanisti pablo ziegler tarafından düzenlenmiş ve iki piyanoya uyarlanmış olan eserlerin notalarını direk olarak kaynağından yani pablo zieglerden getirtmişler ve çalmışlar... en beğendiklerimden birini hemen paylaşayım... fuga y misterio... libertangodan sonra en çok hoşuma giden piazzola bestesi... tabii uyarlama pablo ziegler e ait...


parmaklardan akan sesler
onlar incecik parmaklarını piyanonun tuşlarına değdirirken, bedenlerine yayılan rüzgar da birden dolduruyor yelkenlerini... bir piyanonun iki yanına konmuş birer kelebek de tanımlayabilirsiniz onları, birer taze karanfil de... biraz öncesinde kuliste o insanı havalandıran loş ışıkların altında hızla atan bir yüreğin sesine takılarak düşsel yolculuklara çıkan iki genç kız, boş salonların ürpertici sessizliğinden yüzlerce gözün üstlerinde dikildiği bir ortama ulaşırken, bir büyük sessizliğin içinde, kendi seslerini aramanın yarışındadır artık... her şey konser öncesinin o iki saatinde gizlidir... umut, sevinç, coşku, heyecan, gerilim iç içedir... kurulu bir yay gibidir insan... bu iki genç piyanist, biraz sonra salonu dolduran dinleyicilerin alkışlarıyla kendilerini bekleyen piyanoyla dansa hazırlanmaktadırlar... sonrası seslerin vadisinde kır çiçekleri toplamanın yarışıdır... birbirini tamamlayan, bakışlarla yolculuk eden, dinleyicilere yeni dünyalar sunarken yeniden yaratılan ve alkışlara tutunarak nice düşün ardına takılan... çiğdem ile nurlanın yaşamını dolduran bu sanat ateşidir işte... bu ateşin hiç sönmemesini diliyorum...
böyle anlatmış ahmet özer duo carmesiyi patikadaki söyleşiden önce... yahu ne kadar güzel anlatmış ahmet özer... ben neden böyle ifadelerle yazamıyorum!... bir benim cümlelere bakın, bir de ahmet özerin cümlelerine... neyse, ben de böyle yaratılmışım işte:)... dönelim konumuza...

nurlan bağırov
nurlan bağırov; azerbeycan gence doğumlu... anne piyano sanatçısı ve öğretmeni olunca, doğal olarak annesi azade bağırovdan almış ilk derslerini... bilkent üniversitesi, müzik ve sahne sanatları fakültesi, hazırlık ilk öğretim okuluna burslu olarak kabul edilmiş ve prof. namık sultanovun öğrencisi olmuş... okuduğu fakültenin orta okul ve lise kapsamında düzenlediği uluslararası chopin yarışmasında, en iyi chopin yorumcusu dalında ikinci olmuş... tabii bu noktada şunun mutlaka belirtilmesi lazım, birincilik ödülü kimseye verilmemiş... daha sonra zarema safarova ve emre şen in öğrencisi olmuş... ilk, orta, lise, lisans derken; yüksek şeref derecesi ile yüksek lisansını da tamamlamış... engenye mogilevsky, michael roll, segei markarov, oxana yablonskaya, karl andreas kolly, emre elivar ve mehmet okonşar gibi isimlerin ustalık sınıflarına katılmış... yamaha tarafından düzenlenen birmingham uluslararası piyano akademisine burslu olarak seçilmiş, peter donohoe, robert markham gibi dünyanın önde gelen pedagogları ile çalışma fırsatı bulmuş ve bu önemli organizasyonda resital de vermiş... şu anda mezun olduğu fakültenin opera-şan bölümü öğrencilerine piyano dersi vermekte olan nurlan bağırov, aynı fakülteye bağlı erken müzik eğitimi biriminde de piyano dersleri vermektedir... bunun yanı sıra; ankarada bulunan, piyanist emre şenin kurduğu chopin müzik evinde de piyano eğitmenliği yapmaktadır...


çiğdem çilesiz
çiğdem çilesiz; ankara doğumlu... müzik eğitimine aran müzik merkezinde, elif ve bedii aran ile başlamış... bilkent üniversitesi, müzik ve sahne sanatları fakültesi, hazırlık ilk öğretim okuluna burslu olarak kabul edilmiş ve prof. namık sultanovun öğrencisi olmuş... nuran taşpınar ile çalışmalarına devam etmiş ve okulun lisesinden birincilikle mezun olmuş... lise sonrasında, yine aynı fakültenin lisans aşamasına devam etmeye hak kazanmış ve prof. ersin onayın sınıfından yüksek şeref derecesiyle mezun olduktan sonra başkent üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü, performans piyano bölümünden de yüksek şeref derecesi ile mezun olmuş... mezuniyet sonrasında çok önemli çalışmalara imza atmış çiğdem çilesiz... özetlemeye çalışayım; chopin müzik evi, bilkent üniversitesi erken müzik birimi, ankara üniversitesi devlet konservatuvarında öğretim görevlisi olarak eğitim vermiş, şu anda mezun olduğu fakültede öğretim görevlisi olarak piyano dersleri veriyor... adıyaman üniversitesi devlet konservatuvarının kuruluş aşamasında araştırma görevlisi olarak görev yapmış ve özellikle sahne sanatları bölümü koro ana sanat dalının ve sosyal bilimler enstitüsü sahne sanatları anabilim dalının öğrenci kabul etmesinde önemli katkılarda bulunmuştur...

nurlan bağırovun annesi azade bağırov da bilkent üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan bir sanatçı ve büyük ihtimalle kızı üzerinde emeği büyüktür... düzenlemesi azade bağırova ait bir por una cabeza paylaşayım da anneye armağan olsun:)...

C.Gardel (arr.Azade Bağırov) | Por una Cabeza | Duo Carmesí



bayılıyorum por una cabezaya...

bir de rachmaninov paylaşayım da azcık da klasik olsun diyordum ki; siz en iyisi diğer videolarını gidip aşağıdaki youtube adresinden kendiniz dilediğiniz şekilde dinleyin çünkü ben yine bir azade bağırov düzenlemesine taktım kafayı, sene de kalmaz... çok severim çünkü bu parçayı...

youtube/çiğdem çilesiz

T.Kuliyev | Sene de Kalmaz (arr.Azade Bağırov) | Duo Carmesí



nurlan bağırov; daha önce de belirttiğim gibi, müzisyen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş, anne piyanist, baba ise keman sanatçısı... doğal olarak destekleri oldukça büyük ve kendi deyimiyle, belki de aile desteği olmasaydı bugünkü konumuna ulaşamayabilirdi... bence ailesine olan minnet duygusunu ifade etmek için böyle söylüyor ve tabii ailenin katkısı yadsınamaz ancak sadece aile ile de olmuyor bu iş... çiğdem çilesiz ise müzisyen bir ailenin çocuğu değil ancak onu keşfeden de kreşteki müzik öğretmeni olmuş ve ilk derslerini aslında kreş öğretmeninden almış... sonrasında elif ve bedii aran devreye girmiş... her iki aileyi de kutluyorum desteklerinden ötürü ama özellikle çilesiz ailesini ve o kreş öğretmenini biraz daha fazla kutluyorum... ülkemiz koşullarında anne ve baba çilesizler ve kreş öğretmeni aslında o kadar önemliler ki!... buradaki bir çok paylaşımımda ailelerin önemine her defasında mutlaka değiniyorum, şimdi de ayrıca üzerinde durmadan geçemedim...

sanatın yaşamıma katkısı ölçülemeyecek derecede... evrene farklı gözle baktığımı düşünüyorum... müzisyenim ama diğer sanat dallarına bakış açım da farklı... daha derin düşünebiliyorum, daha derin hissedebiliyorum... belki de başkalarının fark edemeyeceği en ince ayrıntıları görebiliyorum yani duygularımı çok yoğun yaşıyorum, bu da bana büyük haz veriyor ancak derin duygular bazen insana acı çektirebiliyor, her şeyi derin yaşamak ve hissetmek! -nurlan bağırov...

nurlan bağırov un bu ifadesi bence çok önemli!... sanatçıyı anlayabilmek ve tepkilerini değerlendirebilmek çok önemli ve ülkemizde bu eksiklik her zaman ciddi sorunlara da sebep olmuştur... piyanosunun başına oturan sanatçının o ahşap ve metal tel yığınını "piyano" ya dönüştürmesi için sahip olması gereken bakış açısı, doğal olarak insan yığınını da "toplum" a dönüştürmek için çabalıyor ve toplum eğer o bakış açısını kabullenirse anlamlı bir kalabalığa dönüşüyor ama ya kabul edemezse!... sanatçı, o insan yığını tarafından kovulabiliyor bile!... kolay değil!?...

...rahatsız edici seslere ve gürültü olarak nitelendirebileceğim şeylere tahammülüm yok diyebilirim... hatta sessizliği dinlemek de beni çok mutlu eder... mersinde gezdiğim astım mağarasında sessizliği yakaladım, tamamen çıt çıkmayan bir yerdi, bir taşa oturup sessizliği dinlemek muazzamdı benim için... -çiğdem çilesiz...

böyle diyor çiğdem çilesiz... bu sessizlikten duyulan haz aslında bizim sessizlikten duyduğumuz hazdan çok daha farklı bence... mesela dağın tepesine çıkıp da sessizliği dinleriz ve hoşumuza gider ya! bu bence o durumdan farklı... bu ifadeleri okuyunca aklıma erkan oğur geldi!... yine bir müzisyenden benzeri ifadeleri duymak, bana erkan oğurun "ulaşılabilecek en mükemmel müzik, sessizliktir" bakışını hatırlattı... aslında erkan oğur da çiğdem çilesiz de benim yazdığım gibi ifade etmemişler ama ben böyle anlıyorum:)... çiğdem çilesiz de müzikte mükemmeli arıyor gibi yorumluyorum... nedense düşünce okumaya kalktım ama öyle bir sonuca vardım... bir müzisyenin "çok sesli" müzik ile ilgili bir soruya "ben sessizlikten derin haz aldım" demesi başka nasıl açıklanır:)...

ben tangolara fazla dalan biriyim ama sonuçta duo carmesi, klasik ustası bir piyano ikilisi... bonus olarak bir video daha paylaşayım...

Rachmaninov | Suite for Two Pianos No.1 Op.5 "Les Larmes"



uzunca bir süredir hakkında yazmak istediğim bir piyano ikilisi idi duo carmesi ve işin gerçeği bir süre ertelemiş olmamın sebebi; üzerinde çalıştıkları bir albüm olduğu konusunda duyum almış olmam idi... albüm çıkınca paylaşırım düşüncesiyle aklımın bir köşesinde duruyorlardı ancak şu anda farklı bir albüm projeleri var mı bilmiyorum ama benim aldığım duyum zannedersem yanlış idi... uzun lafın kısası; ben bir albüm bekliyorum:)... bir nevi dinleyici baskısı ve sonuçta blog benim olduğu için, dilediğimi isteme şansını da kendime rahatlıkla veriyorum ve performans ustalarından en kısa sürede canlı dvd de bekliyorum...

Yorumlar

  1. Çiğdem ve Nurlan hanımları iki defa canlı izleme fırsatım oldu, muhteşem konserlerdi gerçekten. Çok samimi ve cana yakınlar, aynı zamanda seyirci ile iletişimleri çok güzeldi. Ben hayran kalmıştım. Bitmesin dediğim konserlerdi gerçekten. Albümleri var mı? yada çıkacak mı? Çok az bilgi vermişsiniz ama yine de bu sanatçılarımızı özellikle haberdar olmayan kişilere tanıtıyor olmanız çok taktir edilecek bir şey, Carmesiyi de sayfanızda görmek beni gerçekten çok memnun etti, teşekkür ederim:=)

    YanıtlaSil
  2. katkınız için çok teşekkür ederim sevin hanım... yazıda da belirttiğim gibi, henüz çok az bilgi sahibiyim, resmi kaynaklar dışındaki kaynaklardan bilgi paylaşmak bazen çok yanlış olabiliyor... ve belki de ilk defa paylaşım tam bitmeden yayınladım... ben bilgi sahibi oldukça sürekli yazılara eklentiler yapıyorum ve duo carmesi konusunda da daha çok eklenti yapacağımı düşünüyorum çünkü zaten müzisyenlikleri çok iyi, üstüne üstlük bana ilerleyen yıllarda sürekli yeni arayışlarla yeni başarılara imza atacaklar gibi geliyor... bazı müzisyenler öyle oluyorlar, 3-5 ayda bir yeni yeni projelerle ortaya çıkıyorlar, bence carmesi de öyle olacak ve daha çok bahsedeceğiz gibi:)... işe yeni adımlarla başlamışlar baksanıza... umarım yanılmam... tekrar teşekkür ederim katkınız için...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar

Popüler Yayınlar